16-17 Aralıkta gerçekleştirilen Yeni Demokrat Gençlik 12. Konferansı’nın ardından 24-25 Şubat tarihleri arasında YDG’nin önümüzdeki süreci örgütleyeceği divan toplantısı birçok alanın katılımıyla gerçekleştirildi. Ankara’da gerçekleştirilen 2 günlük divan toplantısında alanlar, önümüzdeki sürece ve politik gündeme dair tartışmalar yürüterek somut yönelimler belirlediler.
Toplantının 1. Gününde alanlar, “Geçmiş Süreç” başlığı altında 12. Konferans‘ın ardından geçen süreçte “yaptıklarımız ve yapamadıklarımız” üzerinden geniş tartışmalar yürüttü. Alanlar çeşitli yönelimlerin gerçekleştirilememesi üzerinde durulan geçmiş süreç tartışmalarında YDG’nin yürütmekte olduğu “Yaşam Direnişte Büyüyor” kampanyasının pratiği noktasında da özeleştiri verdiler. Konferan’ın geçmiş süreç tartışmalarında yürütülen önderlik sorununa dair konulan yönelim doğrultusunda Merkezi Yürütme Kurulu oluşturulup ete kemiğe büründürülmesi noktasında adım atılması üzerine tartışmalar yürütüldü.
Politik gündemde ise Konferans sürecinden bu yana öne çıkan gündemler tartışıldı. Temel gündem başlıklarını; TC’nin Efrin saldırıları ve Tek Tip Elbise Saldırısı ile birlikte tutsakların ve tutsak öğrencilerin yaşadığı hak ihlalleri oluşturdu.
İlk olarak TC’nin Kürt Halkına yönelik saldırılarının bir yenisi ve Suriye’den toprak kapma girişimlerinin en son pratiği olan Efrin gündemi tartışıldı. TC’nin yağma ve yıkım politikalarının son örneği olan Efrin’de başta Kürt halkı ve komünist, enternasyonal güçler olmak üzere büyük bir askeri ve sivil direnişle karşılaşmasının ardından Efrin gündemi üzerinden Türkiye ve T.Kürdistanı’nda artan faşist uygulamalar ve tutuklamalara dair değerlendirmelerde bulunularak Efrin gündemine dair yapılacak çalışmalar tartışıldı.
AKP’nin OHAL boyunca saldırılarının ilk hedeflerinden biri de hapishaneler oldu. Faşist uygulamaları burada denendi/deneniyor, tutsaklar baskı altına alınmaya ve siyasal düzlemden arındırılarak sisteme kanalize edilmeye çalışılıyor. Devrimci tutsakların yoğun olarak tutulduğu hapishanelerde girişilen bütün bu faşist uygulamalar tutsakların direnişi ile karşılaşıyor. Başta TTE dayatması olmak üzere hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ve bugün sayıları yaklaşık 70.000’i bulan tutsak öğrencilere ilişkin neler yapılabileceğine dair tartışmalar yürütüldü.
Toplantının ikinci gününde ise “önümüzdeki süreç” e dair tartışmalar yürütülürken “Gençliğin birleşik mücadelesi” ve “Takvimsel günler” temel gündem maddelerini oluşturdu.
Yükselen faşist dalgayla birlikte yurtsever-devrimci ve demokrat kesimlere yönelik baskı ve sindirme politikalarına her geçen gün bir yenisinin eklendiği bu süreçte Gençliğin Birleşik Mücadele hattı minvalinde bir eylem birliğinin önemi vurgulanarak Birleşik Mücadele deneyimlerimiz doğrultusunda tartışmalar yürütüldü. Gençliğin Birleşik Mücadele deneyimlerinin son örneği olan “Gençlik Var” pratiği ve sonrası tartışılarak, sürece örgütlü girmenin önemi vurgulandı.
Takvimsel günler olarak 8 Mart, 21 Mart ve 30 Mart’a dair “neler yapabiliriz” üzerinden yürütülen tartışmalarda;
Kadın cinayetlerinin, kadın taciz ve tecavüz olaylarının son 15 yılın en yüksek oranlarına ulaşmasında büyük rol oynayan AKP hükumeti yasalarıyla erkekleri koruyarak kadınlara karşı açıktan saldırı politikaları geliştirirken kadınları yaşamın her alanında “yok sayma” eğilimine girmiştir. Bütün bunlara karşı YDG’li kadınlar 8 Mart’ta sokakta olmanın önemi vurgulayarak, alanlarda olacaklarının altını çizdiler.
Efrin gündeminden de okuyacağımız üzere TC’nin Kürt halkına yönelik katliam politikalarının katmerlenerek arttığı bu günlerde Newroz alanlarında olmanın önemi vurgulanarak imkanlar doğrultusunda örgütleyicisi olmak tartışılırken bu alanlarda kitlesel biçimde yer alma gerekliliğinin üzerinde duruldu.
30 Mart Kızıldere Katliamı’nın yıl dönümüne ilişkin her alanın kendi koşullarınca bir pratik izlemesi kararlaştırıldı.
Dergimizin yeni sayısına dair yazı ve başlık önerilerinin alınmasının ardından toplantımız başarıyla sonlandırıldı.