Akademisyen ihraçlarının başladığı 1 Eylül 2016’dan bu yana, Türkiye’de son bir yılda en az 23 bin 427 akademisyen ya kadro hakkını kaybetti, ya ihraç edildi ya da çalıştığı üniversite kapatıldığı için işsiz kaldı.
İlk KHK 23 Temmuz 2016’da
OHAL’in ilanından 3 gün sonra, 23 Temmuz 2016 tarihinde ilk Kanun Hükmünde Kararname (KHK) Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe kondu.
667 sayılı ilk KHK ile, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde binlerce öğrencinin hali hazırda eğitimini sürdürdüğü 15 vakıf üniversitesi, ‘Fethullah Gülen cemaati ile ilişkisi olduğu’ gerekçesiyle kapatıldı.
Bu üniversitelerde çalışan idari personelin net sayısı bilinmiyor. Yüksek Öğretim Kurumu’nun (YÖK) sitesinde belirtilen rakamlara göre ise 2 bin 808 öğretim görevlisi işsiz kaldı.
Yeni eğitim-öğretim yılının başlamasına yaklaşık 2 ay kala yaşanan bu gelişmeden sonra, yaklaşık 65 bin üniversite öğrencisi de başka okullara nakil olma, bölümlerde ve derslerde denklik, yeni kayıt olacakları üniversiteye kayıt ücreti ödeyip ödememe karmaşası yaşadı.
YÖK, kapatılan üniversitelerdeki öğrencilerin ‘özel öğrenci’ statüsü ile garantör üniversitelere yerleşebileceğini duyursa da uygulamada ciddi aksaklıklar yaşandı.
5 bin 247 akademisyen KHK ile ihraç edildi
1 Eylül 2016’da yürürlüğe konan 672 sayılı KHK ile, akademisyen ihraçları başladı ve 96 farklı üniversiteden 2 bin 346 akademisyen ihraç edildi.
Ardından 29 Ekim’de 1267, 22 Kasım’da 242, 6 Ocak 2017’de 631, 7 Şubat 2017’de 330, 29 Nisan 2017’de 484 akademisyen ihraç edildi.
677 ve 688 sayılı KHK’lerle ise 53 akademisyen görevine iade edildi. Böylece son bir yıl içerisinde yayımlanan 6 KHK ile toplamda 117 farklı üniversiteden 5 bin 247 akademisyen işini kaybetti.
En fazla akademisyenin ihraç edildiği üniversiteler; 232 akademisyen ile Süleyman Demirel Üniversitesi, 225 akademisyen ile Gazi Üniversitesi, 188 akademisyen ile İstanbul Üniversitesi, 185 akademisyen ile Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ve 170 akademisyen ile Pamukkale Üniversitesi oldu.
1 Eylül 2016’dan beri devam eden akademisyen ihraçlarının gerekçesi, ihraç edilen binlerce akademisyenin neye göre ve kim tarafından belirlendiği konusu, 8 Şubat 2017’ye kadar belirsizliğini korudu.
YÖK ‘İnisiyatif üniversitelerde’ demişti
8 Şubat günü YÖK Basın Müşaviri Şener Aslan, 6 aydır süren akademisyen ihraçlarında inisiyatifin YÖK’de değil, üniversitelerde olduğunu açıkladı.
Şener Aslan, ihraç listelerinin üniversitelerde hazırlandığını söyleyerek, ”İhraçlara yönelik tüm inisiyatif üniversitelerde. Kişileri üniversiteler belirliyor ve YÖK’ün bununla ilgili bir takibi yok” dedi. Ardından gözler YÖK tarafından ihraç listelerinin hazırlandığı belirtilen üniversite rektörlüklerine çevrildi.
Rektörler, akademisyenlerin ihracına karar verirken ‘ilgili istihbarat birimleriyle’ ortak çalışma yürütüldüğünü söyledi. Ancak bu istihbarat kurumlarından alınan bilgilerin ne olduğu ve neden binlerce akademisyenin ihracına olduğu konusu belirsiz kaldı.
Barış İçin Akademisyenler de listeye eklendi
Rektörler ayrıca ihraç listelerine “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan Barış İçin Akademisyenlerin de eklendiğini söylemişti.
İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) raporuna göre, bu akademisyenlerin 372’si KHK’ler ile ya da sözleşmelerinin yenilenmemesi suretiyle işten çıkarıldı.
Böylece OHAL’de kapatılan 15 vakıf üniversitesinden işsiz kalan, Barış İçin Akademisyenler imzacası olduğu için işinden atılan ve KHK’lerle ihraç edilen akademisyenlerin sayısı 8 bin 427’ye ulaştı.