“Bu da burada dursun” dediğimiz ve kafa karışıklığı halinde geri dönüp bakabileceğimiz mini sözlüğümüzün devamı; “LGBTİ+ nedir, cinsel yönelim nedir, cinsiyet ifadesi nedir?” gibi sorularınız için hazır:
Cinsiyet kimliği
Karşıt Giysicilik-Tra(ns)vestizm (Transvestism): Geçici olarak karşı cinsten biri gibi yaşamak için, o cinse ait giysilerin giyilmesi ve karşı cins gibi davranılmasıdır. Kalıcı bir cinsiyet değişikliği özlemi veya bununla ilgili hormonal/cerrahi tedavi isteği yoktur. Bu terim Avrupa’daki Crossdresser’a (Türkiye’de yaygın şekliyle CD olarak bilinir) denk gelir, ama ülkemizde daha çok transseksüellikle karıştırılmaktadır.
Travesti: Daha çok dış görünüşle ve davranışlarıyla karşı cins olma isteğinde olan kişi. Bu sözcük kişideki transvestizmi ifade eder. Halk arasında travesti dendiğinde daha çok kadın giyimindeki/davranışındaki erkekler akla gelse de travesti kelimesi aslında hem erkek hem de kadın için geçerlidir; yani erkek giyimindeki/davranışındaki kadınlar içinde kullanılır.
Transseksüel: Kendisini karşı cinsten biri olarak tanımlayan kişidir. Hem erkek hem de kadın için geçerlidir. Kişi erkek olduğu halde kadın olmayı isteyebilir, kadın olduğu halde erkek olmayı isteyebilir. Ancak transseksüel, daha çok ruhsal eğilimler için belirleyici bir kelimedir. Kişinin davranışlarından çok iç dünyasında kendisini karşı cinsten biri gibi görmesi, hissetmesidir. Bu yüzden transseksüel bireyleri dış görünüşlerinden belirlemek söz konusu değildir. Çünkü bireyler, kendilerini karşı cinsten hissettiklerini dış görünüşlerine her zaman yansıtmazlar. Transseksüellik cinsiyete dair kimliği ifade eder; bireylerin cinsel yönelimi ile alakası yoktur. Transseksüel bir birey, heteroseksüel, biseksüel veya eşcinsel olabilir.
-Halk arasında travesti, ameliyatla kadın olmamış, yalnızca dış görünümü ve davranışlarıyla kadın kimliğine bürünenleri; transseksüel ise giyim ve davranışlardan öte ameliyatla kadın olanları tanımlamak için kullanılan yerleşmiş kelimelerdir. Oysa her iki cinsiyet için de geçerli olmak üzere, kişinin cinsiyet geçişinde, ameliyat olup olmaması belirleyici özellik olmamalıdır. Kişinin kendisini nasıl hissettiği üzerinden getirdiği tanımlamanın esas alınması gerekir.
Transgender: Herhangi bir cerrahi müdahale geçirmiş ya da geçirmemiş, biyolojik cinsiyetine ve görünümüne bir şekilde müdahale etmiş kadın veya erkeklerin tamamını kapsayacak şekilde, İngilizce bir tanımlama olup Türkçedeki travesti ve transseksüel tanımlamalarının ikisini de kapsar. İngilizce LGBTİ kısaltmasındaki “T” harfini tanımlar. Yurtdışında yaygın olarak kullanılmakla birlikte ülkemizde bu terim çok fazla yaygınlık kazanmamıştır.
İnterseks: Kadın ve erkekler için olağan sayılmayan bir şekilde, kadın ve erkek dış genital organ ya da iç üreme sistemlerinin ikisi ile doğmuş kişi.
Cinsiyet ifadesi
Kişinin davranış, giyim vb. ile kendi dışındaki kişilere cinsiyetini nasıl yansıttığıdır. Bu durum cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ile karıştırılmamalıdır. Kişi maskülen (erkeksi), feminen (kadınsı) ya da dışarıdan bakıldığında ne maskülen ne de feminen denilebilecek, bunların her ikisinin karışımını barındıran bir görüntüye sahip olabilir.
“LGBTİ+” terimindeki “+” (İngilizce plus) ise kendini herhangi bir cinsiyet kimliğinde tanımlamayan, herhangi bir cinsel yönelimi kabul etmeyen veya LGBTİ tanımlarının dışında panseksüel, aseksüel vb. yönelimlere ait kişileri tanımlamak için kullanılabilir. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği çeşitliliğini vurgular.
Heteroseksizm: Heteroseksüelliğin yegâne cinsel yönelim olduğunu ileri süren, diğer cinsel yönelimleri yok sayan, baskılayan ya da aşağılayan ideolojidir. Kadınlara yönelik ayrımcılık olan seksizmin (cinsiyetçilik), heteroseksüel olmayanlara yönelik halidir. Heteroseksizm, heteroseksüelliği bir zorunluluk olarak görme ve biricik varoluş biçimi olarak dayatma halidir. Heteroseksizm, Gordan’ın sosyoloji sözlüğündeki tanıma göre, ‘Karşı cinsten insanların ilişkiye girdiği heteroseksüelliğin karşıtı olarak, aynı cinsten insanların ilişkiye girdiği homoseksüelliğin yer aldığı bir dizi toplumsal arenada, heteroseksüelliğe ayrıcalıklı rol atfedilen, çok çeşitli toplumsal pratikleri (dilbilimselden fiziksele kamusal ve özel alanda açık ve üstü kapalı olarak) anlatan’ bir terimdir. Heteroseksizm tek başına eşcinsellik karşısında konumlanan bir durum değildir.
Heteronormativite:Heteroseksüelliğin normal ve tek cinsel yönelim olarak görülmesi, toplumsal değerlerin, kuralların ve yaşam biçimlerinin herkes heteroseksüelmiş gibi kabul edilerek düzenlenmesi durumudur. İnsanların kadın ve erkek olarak ikiye ayrılmasını; cinsel ilişkilerin/evliliklerin sadece ve sadece karşı cinsiyetlere sahip kişiler arasında olabileceğini ve her cinsiyetin kendine has rolleri olduğunu iddia eden inançlar, düşünceler, normlar bütünüdür.
Homofobi: Genel anlamıyla eşcinsellere ilişkin olumsuz duygu, tutum ve davranışlar olarak tanımlanır. Homofobi, kişisel bir korku ve irrasyonel bir inanç olmanın çok ötesinde, kültür ve anlam sistemleriyle; kurumlar ve sosyal geleneklerle ilişkili olarak ele alınması gereken, politik bir alanda oluşan gruplar arası bir sürece işaret eder. Homofobi, daha bireysel (kişilik, benlik algısı, bilişsel yapılar vb.) süreçlerin de etkilediği, eşcinsellerin ve biseksüellerin bir dış grup olarak kavramsallaştırılması sonucunda oluşan ve belirli stereo tiplerin eşlik ettiği bir gruplar arası ilişki ideolojisi olarak görülebilir. Homofobik ideoloji kendiliğinden kişisel bir özellik olarak değil, belirli bir sosyo-kültürel bağlam içinde oluşur. Kültürel ve bireysel koşullara, süreçlere dayalı bütün köklerine rağmen pek çok sosyal psikolog, homofobinin ırkçılık ve seksizm (cinsiyetçilik) bağlantıları içinde anlaşılabileceğini düşünür. Homofobi bu anlamda seksizmin önemli bir uzantısıdır. Heteroseksüellikten farklı cinsel yönelimlere sahip insanlara karşı şiddet, erkekliğin; bir anlamda cinsiyetçi kullanımıyla “insanlığın korunması ve kontrolü” için bir mekanizma haline gelir.
Transfobi: Travesti ve transseksüellere yönelik ön yargı ve nefreti anlatır. Biyolojik cinsiyetinden dolayı kendisinden beklenen seksüel ve toplumsal rollere uymayarak cinsiyet değiştirenlere karşı bir tür kaygı ve korku ifadesidir.
Nefret suçu: Bir kişiye veya gruba karşı ırk, dil, din, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ya da cinsiyet ifadesi gibi nedenlerden ötürü işlenen, genellikle şiddet içeren suçları ifade eder. Eğer bu suç bir defaya mahsus olarak işlenmemişse ve süreklilik arz ediyorsa, suç işleyenler nefret grubu olarak adlandırılırlar. Bu suçları engellemeye ve suç işleyenleri cezalandırmaya yönelik düzenlenmiş yasalara ise nefret yasası denir.
Gey ve lezbiyen partnerler için evlilik yasası: Lezbiyen ve gey partnerlerin birlikteliklerinin yasalar önünde tanınması için farklı ülkelerde farklı uygulamalar söz konusudur. Gey ve lezbiyen partnerler için evliliğe paralel olarak birçok uygulama söz konusudur.
Sosyal beraberlik paktı: Heteroseksüel çiftlerin sahip olduğu, vergi, emeklilik, miras hakkı gibi birçok konuda aynı cins evliliklere de olanaklar sağlamaktadır. Kayıt olmuş çiftler beraber araba sigortası edinme, birbirlerini sosyal güvenlik poliçeleri kapsamına alabilmeleri, beraber vergi bildiriminde bulunabilmeleri ve birbirlerine mülkiyetlerini vergi konusunda avantajlı olarak miras bırakabilmeleri gibi haklardan da faydalanabilir.
Kayıtlı beraberlik: Birlikte olduklarını teyit eden resmi bir belgeyi imzalayabilirler; ki bu durumun getirdiği avantajlar heteroseksüel partner evliliklerinin getirdiklerine oldukça yakındır.
Bildirimde bulunma: Aynı cins çiftler için bildirim hakkı vermektedir. Bildirimde bulunmak, getirdiği avantaj veya tanınma bağlamında genelde çok fazla etkiye sahip değildir. Ancak çift olarak yasalar karşısında tanınmayı sağlar. SON…
YDG’li Trans Aktivist
İlk yazı: LGBTİ+ Mücadelesine Giriş 101