Elazığ’ın Sivrice ilçe merkezli 6.8 büyüklüğünde yaşanan deprem ve ihmaller zinciri onlarca insanın yaşamını yitirmesine ve binlercesinin yaralanmasına sebep oldu.
Bizde gelişmelerin ardından İstanbul’da Gençlik Örgütleri olarak depremden yoğun hasar gören bölgelere yardım amaçlı gittik.
Can kaybının yaşandığı bir bina, depreme karşı alınmayan önlemleri gösterir nitelikte. 6.8’lik depremde dört can kaybının yaşandığı bu bina Kovancılar depreminden sonra birinci dereceden hasarlı olduğu tespit edilmiş. Fakat buna rağmen yeniden güçlendirme yapılmadan kullanılmaya devam edilmiş.
Yaşanan depremde bu binada dört insanın yaşamını yitirmesi birçok insanın yaralanmasıyla sonuçlanmıştır. Buradan doğru bugün hasarlı binalara nasıl yaklaşılması gerektiğine dair derli toplu bir çalışma yürütülmesi gerektiği anlaşılıyor.
İnsanların çadır, beslenme ve çadır ihtiyacı şuan için karşılanıyor. Devletin kendi topladığı vergiler ve deprem bütçesiyle bunu karşılama sorumluluğu bulunmasına rağmen kitlelerin dayanışma ve paylaşım talepleri çerçevesinde ekstra bir bütçe oluşturulmuş durumda.
AFAD ve Kızılay merkezi noktalarda ve bazı AKP’lilerin yakınlarına öncelik tanıması nedeniyle merkezde ve merkeze uzak noktalarda birçok eksiklik bulunuyor. Devletin kendi açıkladığı rakamlara göre şuan 50 milyon liradan fazla bir para ve yüzlerce tır malzeme toplandı.
Öte yandan yaşanan temel sorunlardan birisi bu kriz sürecinin yönetilmesi, depremin sosyolojik ve psikolojik etkisinin en aza indirilmesi olarak duruyor. Google da en çok aranan başlıklar arasında “Elazığ Kürt mü?” başlığının olması halk tarafından ciddi bir tepkiyle karşılandığı görülüyor.
HDP’nin topladığı dayanışma malzemelerinin engellenmesi bu ayrıştırıcı, parçalayacı, dağıtıcı insanlık dışı anlayışın bizzat AKP-MHP ittifakı tarafından örgütlendiğini gösteriyor. Tüm bu engellemelere rağmen ihtiyaç malzemelerini köylere ulaştırma çabası sürüyor.
En son 29 Ocak Çarşamba günü HDP belediyeleri tarafından gönderilen yardım malzemeleri yeniden engellendi.
Bu hafta barınma ve beslenme ihtiyaçlarını karşılamak önemli. Ancak önümüzdeki süreçte evleri hasar gören insanların hasarlarının devletin halktan topladığı vergilerle karşılanması bu durumun sigorta şirketlerinin üzerine atılamayacak bir durum olduğu, barınma hakkının en temel ihtiyaçlardan birisi olduğu noktasında kamuoyu oluşturulması gerekiyor.
Bu meselenin devletin sorumluluğunda olduğu propagandasının yapılması gerekiyor. Yoksulluk ve işsizlik sorununun ortasında barınma sorununun çözülmesi yaşamsal bir yerde duruyor.
Ayrıca, depremin psikolojik ve sosyolojik sonuçları boyutu ile ilgili bilimsel bir çalışma gerçekleştirilmesi bu konuda somut adımların atılması tüm devrimci-demokrat kesimlerin önünde bir sorumluluk olarak duruyor.