İzmir: Gençlik örgütleri Rojava’ya yönelik işgal girişimini protesto ettiği için onlarca insanın gözaltına alınıp tutuklanmasına karşılık bir basın açıklaması gerçekleştirdi. “İşgale karşı olmak suç değildir.Gözaltı ve tutuklamalar gençliği yıldıramaz.” şiarıyla gerçekleşen açıklamaya HDP Gençlik Meclisleri, SGDF, Dev-Güç, DÖB ve Yeni Demokrat Gençlik katıldı.
Açıklamanın tam metni şu şekilde;
“Bilindiği üzere TC devleti uzun bir süredir sınır güvenliği bahanesiyle Suriye ve Irak Kürdistan’ındaki alanlara tehditler savurmaktaydı. İçerde ve dışarda koşulların, pazarlık masasına sunulabilecek argümanlar ve masadaki diğer aktörlerin durumunun işgal girişimi için uygun bir korelasyon oluşturması fırsatından yararlanarak Rojava’ya askeri olarak saldırı başlatıldı. Daha önce Afrin’de gerçekleştirilen şimdi çok daha geniş bir alanda hem içeriye hem dışarıya derin mesajlar vererek yapılmaya çalışılıyor. Tank ve savaş uçaklarını kullanarak işgal ve katliamlarla yürürlüğe sokulan bu senaryonun hedefinde elbette Rojava devrimi var. Başta Kürt, Ermeni, Arap, Süryani halkları olmak üzere dünyanın birçok yerinden gelen enternasyonal aktivistlerin can pahasına oluşturdukları Rojava gerçekliği tüm dünyanın yoğunlaştığı, dikkat çekici bir nokta olmayı başarmıştır.
Rojava’nın işgali bir bütün olarak Ortadoğu halklarına açılan bir savaş anlamı taşımaktadır. Rojava devrimiyle beraber uzun zamandan beri devam eden yoğun savaş ortamı ortadan kalkmış, halklar eşit ve demokratik bir ortamda yaşamlarını inşa etmiştir. Bu savaş halkların edilgen olmaktan kurtulup aktif katılımlarıyla örgütledikleri yaşamın altüst edilmesi olacaktır. Mardin, Diyarbakır ve Van belediyelerine kayyum atayarak başta Kürt halkı olmak üzere tüm Türkiye halklarının iradesine saldırıda bulunulmuştu. Genel olarak da üniversiteleri, iş alanlarını kısacası yaşamın her alanında insanları edilgen, kabul edici anlayışa sahip olmalarını isteyen kapitalist emperyalist sistemin Rojava’daki çabasını bir yönünü bu oluşturmaktadır.
Bu savaş; Türkiye içerisinde yaşayan halkların bileklerindeki zincirlerin pekiştirilmesine neden olmaktadır. Ekonomik alanda hızla gerileyen, elindeki tüm kamu kaynaklarını sonuna kadar kullanan AKP iktidarı, gelinen aşamada kamuoyuna da yansıdığı gibi İMF’siz bir İMF paketiyle bir kez daha Çiller döneminin zam ve yoksulluk girdabına sarılmıştır. Ne var ki zaten sefalet içinde yaşayan geniş emekçi kitleleri daha fazla açlığa razı etmek kolay değildi. Nitekim savaş; uzun süredir giderilemeyen ekonomik krizin derinleştiği zamanlarda savaş propagandası yaparak insanlarda şovenist algının güçlendirilmesiyle gerçekleri gizlemenin bir yöntemi olarak ortaya çıkmaktadır. Afrin’de olduğu gibi bir kez daha şovenizm zehrinin, kör edici, düşmanlaştırıcı etkisi altında, devletin ideolojik hegemonyası altında bir kez daha toplum yönlendirilmeye çalışılıyor. İşçi sınıfı ve ezilenlerin, sisteme
duyduğu öfke; milliyetçi ve şovenist histeriyle, “vatan”, “millet” ve “sakarya” edebiyatıyla çarpıtılmış ve Kürt düşmanlığı temelinde başka bir yöne akıtılmış, böylece bahsini ettiğimiz sinerji yeniden sisteme entegre edilmeye çalışılmakta.
Belediyelere atanan kayyumlarla başlayan yok sayılmaya, inkara ve iradeyi teslim alma saldırısına karşı eylemler işgal savaşı başladığından itibaren de sürmektedir. Savaş ve kayyım politikaları başta olmak üzere iktidarın baskılarına karşı söz söyleyen, direnen bütün muhalif güçlere top yekün bir saldırı söz konusudur. Bütün baskı ve zorlamalara karşın direnen, mücadeleyi büyüten bir çok arkadaşımız işkenceyle gözaltına alındı ve de tutuklandı. Bizler gençlik örgütleri olarak bütün saldırılara karşı demokratik mücadeleye devam edeceğimizi belirtiyor, insanlık suçu olan bu işgalden vazgeçilmesi çağrısı yapıyoruz. Gözaltında olan ve tutuklanan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır.”