Gençlik örgütleri 10 Ekim’de Beyazıt Meydanı’nda anma yaparak katliama ilişkin açıklama yaptı.
Öğrenci Faaliyeti, MFT, Dev-Güç, HDP gençlik meclisleri, Yeni Demokrat Gençlik gibi birçok gençlik örgütünün bir araya gelerek gerçekleştirdiği basın açıklaması İstanbul Üniversitesi Beyazıt Ana kapı önünde gerçekleşti.
Gençlik Örgütleri imzalı “10 Ekim için Adalet, Katillerden hesabı gençlik soracak!” pankartı açılan anma polisin Rojava’ya yönelik işgal girişimi hakkında bir ifade kullanıldığı taktirde saldırılacağı tehditiyle başladı. “10 Ekim’i Unutma, Unutturma!”, “Katillerden hesabı, gençlik soracak!”, “Unutmak yok, affetmek yok!” sloganları atıldı.
Gençlik Örgütleri tarafından okunan metinde “Bundan 4 yıl önce Ankara’da tren Garı önünde binlerce insan, barış ve özgürlük taleplerini yükseltmek için bir araya geldiler. Amed’de, Suruç’ta, ve diğer saldırılarda olduğu gibi direnişin kararlılığıyla sokakları, meydanları dolduranlar ardı ardına patlayan bombalarla susturulmak istendi.
Alana ambulanslardan önce ulaşan polisler, patlayan iki bombanın etkisiyle yaralanan, katledilen yakınlarını arayan eylemcilere, copları ve gaz kapsülleriyle saldırdı.” ifadeleri kulllanıldı.
Devletin DAİŞ çeteleri ile ilişkisine dikkat çeken açıklama “Devletin, Suriye Savaşı’nın başından beri desteklediği cihatçı, katil IŞİD çeteleri dünyanın pek çok yerinde katliamlar gerçekleştirdi. AKP iktidarının çetelerle birlikte gerçekleştirdiği bu katliam baskılara rağmen güçlenen toplumsal muhalefetin her kesimine yapılmış bir saldırıydı.” ifadeleriyle devam etti.”
AKP iktidarının katliamda ki rolüne dikkat çekilen açıklama “İktidarını, gücünü korumak için baskıyı ve şiddeti kullanan AKP, onca istihbarat bilgisi ellerindeyken katliama göz yumarak katliamın faillerinden biri oldu. Baskı ve şiddet mekanizmalarının her türünü, mücadele edenlerin üzerinde kullanan, kendisine karşı direnen tüm kesimlere faşist baskı politikalarıyla cevap veren siyasi iktidar, kendi gücünü kaybediyor olduğunun bilincinde olarak bu katliamları gerçekleştiriyordu. Çünkü, cihatçıların Ortadoğu’da güçlenmesi için hareket eden iktidar karşısında her daim, eşitlik ve özgürlük için mücadele eden muhalefet olmuştur.
Takip eden süreçte, katliamda yaşamını yitirenlerin yoldaşları, aileleri ve katliamda yaralananlar devlet şiddetinin hedefi olmaya devam etti. Suruç’ta, Amed’de, Ankara’ da patlayan bombalar hükümette olan siyasi partinin hükümeti kaybetmeme, çoğunluğun itaatini kazanma çabasının bir ürünüydü, barış ve kardeşlik ortadan kaldırılarak milliyetçilik ve şovenizm büyütülmek istendi. Ama bu faşist baskı politikaları ona yetmedi. Katledilenler ve yakınları topluma terörist olarak gösterilerek ülke tarihinin en büyük katliamlarından biri halkın gözünde meşrulaştırılmak istenmiştir.” denilerek devam etti.
Açıklama Gençlik Örgütlerinin “Yaşamın her alanında baskıya, tutuklamalara, katliamlara karşı direnenler adalet ve özgürlüğe olan inançlarıyla mücadele etmeye bıkmadan usanmadan devam ettiler. İktidarın içine düştüğü siyasi ve ekonomik kriz derinleşerek büyümeye devam etti. Sokaklarda, mahallelerde, liselerde, üniversitelerde bir araya gelenler bugün bu çatlağı derinleştirmeye çağırıyor.
Bizler, bu coğrafyada mücadele eden devrimci gençlik örgütleri olarak ne katledilenleri unuttuk ne de katilleri affettik.
Sözde adalet dağıtan mahkemelerde, göstermelik davalarla katliamın sorumluları ortaya çıkarılmadı. Adalet sağlanmadı. Bizler bu katliamın tanıkları olarak adalet mücadelesinin tıpkı 10 Ekim günü sokağa çıkan binlerin yaptığı gibi direnişle, sokakta kazanılabileceğini biliyoruz.
Katillerden hesap sorana dek adalet mücadelemize devam edeceğiz.” ifadeleriyle sonlandırıldı.