İktidar, geçtiğimiz Kasım ayında kadınları, çocukları hedef alan bir yasa tasarısı hazırladı ve meclisten bu yasayı geçirmeye çalıştı. Çocukların ‘rıza’sı olması durumunda, cinsel istismar suçu işleyen kişi ile evlenmelerini öngören yasa tasarısı bariz bir şekilde istismarın ve tecavüzün önünün açılması, istismar ve tecavüz suçu işleyenlerin aklanması için hazırlanmıştı. Bu tasarı ile; zaten cezasız bırakılan cinsel saldırı suçları, yasama ve yargı yolları ile tamamen yasallaştırılarak, tecavüzcüler koruma altına alınıyor. “İyi hal” indirimleri ile daha da saldırganlaşan erkek zihniyet uygulayıcıları, tecavüzcü devleti de arkasına alarak egemenliğini sağlamlaştırmaya çalışıyor.
Olağanüstü Hal sonrası çıkartılan KHK’lerle, muhalif olan sesler susturulmaya, tutuklamalar ve göz altılarla sindirilmeye çalışılıyor. Bu süreçte her zaman olduğu gibi, baskıların en çok yöneldiği kesimlerden birisi de kadınlar oluyor. Devletin zihniyetine, erkek yasalarına ve bütün baskılarına karşı kadınlar olanca öfkesiyle erkekliğin karşısına dikiliyor. OHAL sürecindeki baskılar karşısında sesi en çok çıkanlar, sokakları boş bırakmayanlar yine kadınlar oluyor.
Bu duruma en güzel örneklerden biri ise yukarıda bahsettiğimiz ‘Tecavüz Yasası’ olarak bilinen yasa tasarısının meclisten geçirilmeye çalışılmasının karşısında kadınların sokaklara taşması oldu.
Kadınlar bu yasa tasarısına karşı sokaklara dökülmüş ve bilincindeki öfkesini açığa çıkararak devletin kaygılarını haklı çıkarmıştır. Sokaklarda devlet-polis şiddeti ile karşı karşıya kalan kadınlar birçok yerde gözaltına alınmış, darp edilmiştir. Kadınlar bu saldırılar, baskılar, gözaltılar karşısında yine direnmeyi seçti. Keza bu yasa tasarısının gündeme gelmesinden birkaç gün sonra, kadınlar bu kez 25 Kasım’da sokakları mesken eyledi, devletin ve kolluk kuvvetlerinin baskılarını boşa çıkardı. OHAL’de artan kadına yönelik şiddete, saldırılara karşı bu direniş bizlere, kadınların haklarını savunmaktan, erkek devlete karşı direnmekten asla geri durmayacaklarını gösterdi. Bu süreçte “Her halde direniriz AYOL!” diyen YDG’li Kadınlar da tacize, tecavüze, erkek devlet şiddetine sessiz kalmadı ve kadınlarla birlikte alanlarda yerini aldı..
Merkezi kadın komisyonu ve YDG’nin kadın faaliyeti
Burada YDG’nin kadın faaliyetinin örülmesine, YDG’nin mekanizmalarının işletilmesine değinmemiz yerinde olacaktır.
11. Konferansımızda tartıştığımız önemli konulardan birisi de; “YDG’nin çalışma tarzının önemli bir parçası olan komisyonlarımızı ne kadar işlevli hale getirebildik? “Komisyonlarımız ne kadar işliyor?” sorularıdır. Elbette bu yazıda bütün komisyonlarımızı tartışmayacağız, ancak merkezi kadın komisyonuna değinmemiz gerekmektedir. Aslında bu süreçte kadın komisyonu en işlevli komisyon olarak karşımıza çıkıyor. Kadın komisyonu geçtiğimiz sene içerisinde yani 10. Konferansımızdan bu yana önüne koyduğu hedefleri azimli bir şekilde gerçekleştirerek, olumlu adımlar atmıştır. 10. Konferansımızdan bu yana YDG Merkezi Kadın Komisyonu’nun çalışmaları doğrultusunda; YDG’nin kadın faaliyetinin ivme kazandığını, YDG’li kadınların hem örgütlülük içerisinde hem de alanlarda görünürlüğünün artmış olduğunu görüyoruz. YDG’li Kadınlar, kadın faaliyetini genel faaliyete yedeklememiş, özgün bir biçimde kadın faaliyetini örmüştür. Ve tabi ki bu özgün çalışmalarda kadın komisyonunun iradesi açığa çıkmaktadır. Komisyonun düzenli toplantılar alması, bir araya gelmesi, bu toplantılarda kadın gündemine ve genel ülke gündemine dair politikalar üretilmesi, alanlardaki kadın faaliyetinin toparlanmasını beraberinde getirmiştir. YDG’nin merkezi toplantılarına da YDG’li Kadınlar’ın iradesi taşınmış ve bu minvalde kararlar alınmıştır. Kadın komisyonunun, faaliyetimizin toparlanmasında göz ardı edilemeyecek rolü; takvimsel günlerde, devletin kadınları hedef alan açıklamalarından sonraki süreçlerde, toplumsal muhalefetin yükseldiği durumlarda YDG’li Kadınların çalışmalarına bakılarak somutlanabilir. Örneğin 8 Mart, 25 Kasım gibi takvimsel günlerde, kadın kurumlarıyla ortak iş yapılıp bu çalışmalar her sene yapılanın aksine birkaç güne sıkıştırılmadan uzun bir sürece yayılmış, YDG’li Kadınlar olarak alanlara çıkılmış ve YDG’den doğru kadınlarla ilişkilenilmiştir. Takvimsel günlerle sınırlı kalmayan çalışmalar, YDG’nin kampanyalarında da sürdürülmüştür. Bu noktada kampanyalarımızın, çalışmalarımızın kadın yüzünün örülmesinde; kadın komisyonumuz itici güç oluyor. YDG’nin örgütlediği kampanyaların çalışmaları kadın gündemine uygun olarak gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz süreçte örgütlenen kampanyalarda özgün kadın materyalleri oluşturulmuş, Kürdistan’daki kadın direnişi öne çıkarılmış, propagandası yapılmış ve bölgedeki kadınlarla dayanışma içinde olunmuştur. Aynı zamanda “Yeniden İnşa Kampanyası” süresince YDG’li Kadınlar’dan doğru Kürdistan’a gidişler sağlanmıştır. Bu pratikler, kadın komisyonunun düzenli bir araya gelmesi ve güçlü bir iletişim ağı oluşturulması yönünde atılan adımlar sayesinde sağlanmıştır.
Kadın komisyonu özelde; kadınların faaliyet içerisinde inisiyatifleşmesi, kadın politikalarının geliştirilmesi; toplamda, YDG içerisindeki kadın bilincinin açığa çıkarılması açısından önemli bir yerde duruyor. Kadın faaliyetine yaklaştığımız ciddiyetle birlikte; kadın komisyonunun önümüzdeki süreçteki çalışmalarının, alanlardaki kadın faaliyetimize ve genel olarak YDG faaliyetine yansımalarını göreceğimizden şüphemiz olmasın. YDG’nin çalışma tarzının en iyi işletildiği faaliyet alanlarından biri olan kadın faaliyeti bizi her zaman toparlayacaktır. Kadın faaliyetine baktığımızda, komisyon tarzı örgütlenmenin ve bu çalışma tarzını örgütlü bir biçimde uygulamanın bizi ne kadar toparlayacağını görebiliriz. Devletin örgütsüzlüğü dayattığı ve saldırılarını arttırarak devam ettiği bu süreçte, YDG’nin mekanizmalarını işletmemiz bir karşı duruş olacak ve örgütlü hareket etmemizin önünde engel kalmayacaktır.
Yeni Demokrat Gençlik 9. Sayısı, Genç Kadın köşesi…