İstanbul: 1 Mayıs Bakırköy mitingi için sabahın erken saatlerinde başlayan toplanmanın ardından kitle Marmara Forum, İncirli E5 ve İncirli Dikilitaş kollarından heyecan ve coşku ile yürüyüşe başladı.
KESK ve TMMOB Dikilitaş kolunda buluşken SODAP, SMF, Devrimci Parti, DAF, Kaldıraç, BDSP , Partizan, Yeni Demokrat Gençlik ve HDP/HDK gibi onlarca devrimci yurtsever örgütte Dikilitaş kolunda bir araya gelerek yürüyüşe geçti.
Yaşam Ağacı Derneği, Ardahan Damallar Derneği, Divriği Kültür Derneği, Çaresiz Değiliz Platformu, Çarşı, 78’liler Girişimi gibi farklı dernek ve platformlarda alanda yerini aldı.
Partizan: Krizin faturasını onu yaratanlara ödeteceğiz!
Partizan; “Kriz, işsizlik ve yoksulluk kaderimiz değil, Krizin faturasını onu yaratanlara ödeteceğiz” ile “Bütün fırtınalar bir damla ile başlar, damlayı fırtınaya çevirelim, emek mücadelesini büyütelim” yazılı pankartlarla alandaydı. Partizan korteji alanda sık sık “Önderimiz İbrahim, İbrahim Kaypakkaya”, “Savaşa değil, eğitime bütçe” “Çocuk cinayetleri politiktir”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Emeğin birliği sermayeyi yenecek”, “Soma’yı unutma, unutturma”, “Çorlu’nun hesabını soracağız” vb sloganları attı.
Aynı zamanda açlık grevinde 170’li günleri geride bırakan Leyla Güven’i; “Leyla Güven yalnız değildir” sloganı ile selamlarken, tecridin kırılması için süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olan tutsak Partizanlar Haydar Sönmez ile Hiyem Yolcu’nun direnişlerini attıkları sloganlarla selamladı.
Miting için 3 koldan başlayan yürüyüş 1 Mayıs alanı olan Bakırköy Pazar alanında sonlandı.
Burada ise DİSK, KESK, TMMOB ve TTB öncülüğünde hazırlanan 1 Mayıs programına geçildi.
Krize, işsizliğe, yoksulluğa ve tecride karşı 1 Mayıs’a
1 Mayıs alanında yapılan programda ise DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, KESK Genel Başkanı Aysun Gezen, TMMOB Genel Başkanı Emin Korabaz ve TTB Genel Başkanı Sinan Aydın birer konuşma yaparak Türkiye’de var olan krize atıfta bulundular.
Yapılan konuşmalarda ekonomik ve siyasal bir krizin içinde olunduğu belirtilerek bu krizin faturasının işçi ve emekçilere kesilmek istendiğini ve 1 Mayıs alanının ise buna karşı durmak isteyenlerin alanı olduğunun altını çizdiler.
Kurumların konuşmalarının ardından 1 Mayıs Tertip Komitesi’nin ortak basın açıklaması yapıldı. Açıklamanın Kürtçe’sini Aysun Çeper, Türkçe’sini ise Dev-Yapı İş Sendikası’ndan Hasan Oğuz okudu.
‘Kıdem tazminatımızı gasp ettirmeyeceğiz’
İş cinayetlerini olağanlaştıran ve işçinin kıdem tazminatına göz dikenlere karşı omuz omuza yürüyen işçilerin kazanacağını belirten Oğuz, “Kriz bahanesiyle toplu işten çıkartmalara karşı güvenceli iş, sendikalılaşma önündeki engellerin kaldırılması, açlık sınırı altında çalışmak istemeyip enflasyon oranında zam yapılmasını talep eden işçiler olarak 1 Mayıs alanında haykırıyoruz… Kıdem tazminatı hakkımızı gasp ettirmeyeceğiz” dedi.
Güvenceli iş istediklerini dile getiren Oğuz ekonomik krizin faturasını sermayenin ve sarayın ödemesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tüm hukuk tanımazlığıyla, bir gecede çıkarttıkları KHK’larla binlerce emekçiyi açlığa mahkum eden ve tüm arsızlığıyla ‘ağaç kökü yesinler’ diyen kumpasçılar, gasp ettikleri mazbatalarla halkın iradesini çalan hırsızlara karşı, ‘oy kullanamazlar’ dedikleri KHK’lılar, 1 Mayıs meydanlarında ‘oy kullandık ve siz kaybettiniz’ diye haykırıyor…
Muhalif gazetecileri, akademisyenleri, siyasetçileri hapishanelere doldurup, duyma görme bilme hakkımızı elimizden alanlara karşı, sokak afişlerimizle, bildirilerimizle buluştuk. Tekelci medyanın sansürüne rağmen burada 1 Mayıs alanındayız.”
“Tecritte ısrar eden AKP ölümlerin sorumlusudur”
Tecrite karşı cezaevlerinde ve dışarıda devam eden açlık grevlerini ve açlık grevcilerinin seslerini duyurmak için alanlarda olduklarını kaydeden Oğuz, “Hapishanelerde tecrite karşı açlık grevleriyle seslerini duyurmaya çalışan binlerce tutsağı görünmez duyulmaz kılanlara karşı 1 Mayıs alanından sesleniyoruz. Tecritte ısrar eden AKP iktidarı açlık grevleri sonuçlarının ve ölümlerin sorumlusu olarak tarihe geçecektir.” dedi.
Kadınların mücadelesini ve taleplerini de haykıran Oğuz, “Siyasal İktidarın kollayarak büyüttüğü erkek şiddetine, cinsel tacize, tecavüze karşı, krizin bedelini evde ayrı işte ayrı ödetenlere, kadınların nasıl yaşamaları gerektiğini salık verenlere, Galatasaray Meydanı’nda çocuklarının akıbetini soran annelere, açlık grevindeki çocukları için kaygıyla bekleyen annelere saldıran erkek egemen iktidara karşı, itaat etmeyen, kadınlar, barış anneleri, Cumartesi Anneleri. 1 Mayıs alanında ‘bedenimiz kimliğimiz emeğimiz bizimdir’ diye haykırıyor” diye ifade etti.
Her geçen gün muhaliflere yönelik artan nefret söylemlerine değinen Oğuz, “CHP lideri Kılıçdaroğlu’na kadar uzanan bu ırkçı faşist zorbalığa, devlet şiddetine karşı, Türk, Kürt, Arap, Laz, Alevi, Sünni kadın erkek LGBTİ+ olarak tüm farklılıklarımızla yan yana 1 Mayıs alanlarındayız….. Eşit yurttaşlık onurlu barış ve özgürlük diye haykırıyoruz” diye belirtti.
“Savaşa karşı barışı savunuyoruz”
Savaşa karşı barışı savunduklarını söyleyen Oğuz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizler; savaşlara, sınır ötesi operasyonlara, hayatların yerinden edilmesine karşı barışta ısrar edenleriz. Biz işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, yoksullar, ezilenlerin, “bir merminin fiyatından haberimiz yok ve öğrenmek de istemiyoruz” dedi.
Yaşam alanlarının her geçen gün talan edilmesine karşı yaşamı savunduklarını belirten Oğuz, “Toprağımızı ve sularımızı ranta heba edenlere, toprakla beraber yaşamı betona gömenlere karşı, Ayder yaylalarından, Amed surlarından, Munzur gözelerinden, kuzey ormanlarından esen rüzgarla buluştuk, 1 Mayıs alanına geldik! ‘Beton değil, toprak rezidans değil ağaç’ diye haykırıyoruz” dedi.
“AKP’nin karanlığına karşı bilimsel eğitim”
AKP’nin kindar ve dindar nesil yetiştirmek adına eğitimin tüm alanlarını cemaatlere ve yandaş vakıflara açtığını ve her geçen yıl değiştirilen sınav sistemine, eğitimdeki özelleşmeye karşı çocukların geleceğini savunduklarını vurgulayan Oğuz, geleceği karanlığa atan AKP iktidarına karşı laik, bilimsel, demokratik, parasız ve anadilde eğitim diyen eğitimciler olarak 1 Mayıs alanlarında olduklarını haykırdı.
Sağlıktaki ranta karşı mücadele eden ve ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ diyen sağlık emekçileri olarak da 1 Mayıs alanlarında olduklarını ifade eden Oğuz, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“1 kereden ne olmuş ki’ ,‘1 kere olmuş münferit’, ‘rızası var’, ‘çocuklarına sahip çıkamamışlar’ gibi, saldırganı değil çocukları ve ailelerini suçlayan ifadelerle istismarı meşrulaştırarak son yıllarda hızla artan, çocuklara yönelik şiddet taciz ve istismarın ortağı olan siyasal iktidara karşı ‘güzel günler göreceğiz çocuklar’ diyebilmek için 1 Mayıs meydanlarındayız.
Hukuk tanımayan gerekçelerle 1 Mayıs Meydanı olan taksim meydanını halka kapatanlara hep beraber sesleniyoruz; ‘Her yer Taksim her yer direniş’”