İstanbul: 19-22 Aralık, faşist TC devletinin devrimcilerin F Tipi Hapishanelere karşı başlattığı ölüm orucu direnişlerine karşı yaptığı katliamın yıldönümü. Tutsaklarla Dayanışma Ağı katliamın 18. Yılını 3 günlük programla anıyor.
Programın ilk gününde 19-22 Aralık katliamını anlatan ve yönetmenliğini Özgür Fındık’ın yaptığı Şafağın Göz Yangını adlı belgeselin gösterimi ve ardından 19-22 Aralık direnişçilerinin katılımıyla söyleşi yapıldı. Beyoğlu’nda bulunan Cezayir Toplantı Salonu’nda yapılan film gösterimi ve söyleşiye 19-22 Aralık katliamının tanıkları olan ölüm orucu direnişçileri, direnişçilerin yakınları ve Yeni Demokrat Gençlik(YDG)’nin de arasında olduğu birçok kurum katıldı.
Etkinlikte ilk olarak belgesel gösterimi yapıldı. Belgesel 19-22 Aralık katliamına giden yolda TC devletinin devrimcilere dayattığı F Tipi Hapishaneler sürecini ve devrimcilerin bu süreçte başlatmış oldukları ‘ölüm orucu’ direnişlerini anlattı. Devrimcilerin, direnişçi yakınlarının, ‘ara bulucu olarak’ tayin edilen aydınların ve sanatçıların döneme dair röportajlarının da yer aldığı belgesel etkinliğe katılanları duygulandırdı.
Belgesel gösteriminin ardından 19-22 Aralık direnişçilerinden Nihat Göktaş, Gönül Karagöz ve babası İsmail Karagöz’ün katılımıyla bir söyleşi gerçekleştirildi.
Söyleşiden önce başta 19-22 Aralık şehitleri olmak üzere tüm devrim şehitleri adına 1 dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi.
Saygı duruşunun ardından Nihat Göktaş sözü aldı. Göktaş yapılan katliamla ilgili dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in ‘Cezaevlerinde düzeni sağlamadan hiçbir şekilde düzeni sağlayamayız’ sözünü hatırlatarak “Onun düzeni sağlamak dediğini yaşadık. Amaçları insanları tecrit altına alarak yalnızlaştırmaktı, dışarıya da gözdağı vermekti. Buna da hayata dönüş operasyonu adı altında katliam yaptılar” dedi. O günden bu güne devlet sisteminde bir değişiklik olmadığını kaydeden Göktaş “Bugün de Efrin operasyonuna ‘Zeytin Dalı’ adını verdiler. Ama ilk gittikleri zaman zeytinleri talan edip, insanları katlettiler” dedi.
Ardından direnişçilerden Gönül Karagöz’ün babası İsmail Karagöz söz aldı. Karagöz ölüm orucu direnişleri ve 19-22 Aralık katliamında devrimci ailelerinin yaşadıklarını anlattı. Karagöz 19 Aralık’tan 1 gün önce farklı bir şey olacağına inandıklarını ancak 19 Aralık sabahına karşı operasyon haberiyle uyandıklarını hatırlattı. Karagöz “20 cezaevine birden operasyon başlamıştı. Bu egemenlerin yüzü çok karadır. Karşımızda çok büyük bir düşman var. Hak-hukuk bunlar yok, Osmanlı’dan bu yana amaçları biat ettirmektir” dedi.
Kürdistan’da katledilen insanları hatırlatan Karagöz “Düşünün insanları diri diri yaktılar, ne için? Baş eğmeleri için. Ama yaşamak direnmektir, o sistemin içine tükürmek gerekiyor” dedi. Katliamın amacının da devrimcileri ve düşüncelerini yok etmek olduğunu dile getiren Karagöz sözlerini bitirdi.
19-22 Aralık direnişçilerinden Gönül Karagöz ise katliamda birçok devrimcinin hayatını kaybettiği, çok daha fazlasının ise sakat kaldığını belirtti. Yaşanan katliam ve sonrasında kadın tutsakların yaşadığı cinsel tacizlerden söz ederek “Bu saldırılar kadınlara yönelik saldırılardır. Bu saldırıların amacı kadınların kişiliklerine saldırmaktı” dedi.
Konuşmaların ardından programın 2. gününde Divriği Kültür Merkezi’nde yapılacak fotoğraf sergisine ve 3. Gününde Aynalıgeçit Salonu’nda yapılacak panele katılım çağrısı yapılarak ilk günkü etkinlik sonlandırıldı.