Yeni Demokrat Gençlik dergisinin 19. sayısı çıktı.
Merhaba,
6 Şubat depremlerinin ardından 2 ayın üzerinde bir süre geçti. Tüm bu geçen zaman boyunca enkaz altında kalan insanları kurtarma çalışmaları, kurtulan depremzedelerin barınma, sağlık ve giyecek – yiyecek, hijyen ihtiyaçlarının sağlanması, hukuki süreçlerin işletilmesi, yıkılması gereken evlerin yıkılması enkaz kaldırma çalışmaları… birbirinden farklı onlarca şey birbirinden farklı onlarca duygu ve düşünce ile yaşandı yaşanıyor. Deprem bölgeleriyle doğrudan bir bağı olmayan yüz binlerce insan sadece aynı toplumun bir parçası olması dolayısıyla, ger- çekleşen depremin etkilerini yüreğinin en derin yerinde hissetti.
Ancak bir avuç asalak için onbinlerce can kaybının yaşandığı ve bizzat kendi sorumlusu oldukları sistemin yol açtığı bu sonuçlar onların umrunda bile değil.
Şimdi bir seçim atmosferi var ve bu seçim atmosferi, enkaz kaldırma çalışmalarının toz bulutlarıyla yüklü. Hayatlarının hiçbir aşamasında bu toza maruz kalmamış, hayatlarının hiçbir aşamasında dara düşmüş bir insana çıkarsızca dokunmamış, üstüne üstlük içinde bulunduğu tabloya karşı isyan eden, haykıran insanlara küfretmiş burjuva siyasetçiler-klikler yeniden bu halktan kendilerine destek istiyor. Ne için? Bir beş yıl daha zulmetmek için, bir beş yıl daha küfretmek için, bir beş yıl daha açlığa-sefalete mahkum etmek, bir beş yıl daha polis jopu olmak, bir beş yıl daha doğayı talan etmek, bir beş yıl daha düşmanlık ve nefret tohumlarını sermek için.
Ama doğrudan, iyiden, sömürüsüz bir dünyadan yana olan bunun için dişiyle tırnağıyla çalışanlar için hesap sorma günü yaklaşıyor. Fakat emin olalım ki o gün 14 Mayıs olmayacak.
Bu deprem dönemi de gösterdi ki örgütlü olmadığımız sürece, örgütlü bir toplum olmadığımız sürece biz bir hiçiz ve bizi sömüren egemen asalaklar da örgütsüzlüğümüz nedeniyle onbinlerce kaybımıza rağmen kayıtsız, vurdumduymaz, adice davranmaya devam ediyor. Kendi sorumlusu oldukları sistemin yol açtığı bu kayıbın faturası yine halka kesildi, kesilmeye devam edecek.
Bu zamana kadar ne yapabildiysek örgütlülüklerimiz sayesinde yaptık, örgütlü bu gücü büyütmek daha büyük işler başarabilmemizin garantisi, hesap sorabilmemizin tek yoludur. Hesap sorma günümüzü bu gücümüzünden başkası belirlemeyecektir ve Kaypakkaya yoldaşın ölümsüzlüğünün 50’inci yılında onun mücadeleye adanmış ömrü bu yolun nasıl gidilmesi gerektiğini göstermektedir. Dergimizin 19’uncu sayısını deprem dolayısıyla gecikmeli olarak ve önceden düşünülmüş neredeyse bütün gündemlerini revize ederek sizlerle buluşturuyoruz. Deprem gündemi ağırlıklı oluşturduğumuz bu sayımızın okuyan herkesin düşünsel dünyasına, ufkuna bir nebze de olsa katkı sunması dileğiyle…
Umut ve dirençle…
Yeni sayımıza Nisan Yayımcılık bürolarından ve Mephisto Taksim ve Kadıköy şubelerinden ulaşabilir. Ek olarak dergimize ulaşmak için sosyal medya hesaplarımız üzerinden bize ulaşabilirsiniz!