Kapatılan dershaneler yerine kurulan etüt merkezleri ve özel liseler ücretleriyle dershanelere rahmet okutuyor. Urfa’da okumak için odun taşıyan çocuklar, etüde dönüşen dershane parasından şikâyetçi.
Eğitim paralı olduğu için çalışmak zorundayız. Parasız olsaydı şu an burada odun işi ile uğraşmak yerine, gider serin bir yerde derslerimize çalışırdık.
AKP ile Gülen cemaati arasındaki iktidar kavgası sonucu kapatılan dershaneler, etüt merkezi ve özel lise statüsüyle iki ayrı kuruma bölünerek faaliyetlerini sürdürüyor. Fiyatları 10-15 bin lirayı aşan dershanelerden çıkma liseler, yoksul aileler için para tuzağına dönüştü. Urfa’nın Haliliye ilçesi Kısas mahallesinde yaşayan ve lise eğitimlerine devam etmek için çabalayan İbrahim D. (17) ile Mehmet D. (17), iyi bir üniversiteye gitmek için yaz aylarında odun taşıyarak eğitim paralarını çıkarmaya çalışıyor. Sıcakların 40 dereceyi aştığı kentte, kilolarca odun, tomruk parçaları taşıyan öğrenciler, sakatlanma riskine rağmen çalışmak zorunda olduklarını dile getiriyor.
Günde 15 ton taşıyorlar
Ailesine yük olmamak için ilköğretim 5’inci sınıftan itibaren tesisatçı, elektrikçi, fırıncı çıraklığı yapan İbrahim D., son bir yıldır oduncu da eğitim parası için çalışıyor. 6 yıl boyunca mahallede fırında çalıştığını, fırın işini bırakarak oduncu da çalışmaya başladığını belirten D., her hangi bir iş güvencelerinin olmadığını, sadece okul parası ve harçlıklarını kazanmak için çalıştığını ifade etti. “Kimseye minnet etmemek için mecburen çalışıyoruz. Alnımızın teri ile çalışıp okuyoruz” diyen D., devamında şunları söyledi: “Biz tonu 5 TL’ye çalışıyoruz. Günde 10 ile 15 ton odun taşıyoruz. Benle arkadaşım birlikte yapıyoruz. Bu işte kazandığımız parayı aramızda paylaşıyoruz.”
“Evin ihtiyaçları için”
Ailesinin maddi durumu iyi olmadığı için çalıştığını vurgulayan D. “Babam Sivas’ta şantiyede işçi olarak çalışıyor. Kendi ihtiyaçlarımın yanı sıra, aynı zamanda kazandığım para ile aileme de yardımcı oluyorum. Evin ihtiyaçları, borçları varsa eve veriyorum. Yoksa da okul masraflarımdan geriye kalan paramı kendime kardeşlerime elbise alıyorum” diye konuştu.
“Kol ve bacaklarım morarmış”
Yaptıkları işin zorluklarını kol ve bacaklarındaki çizik ve morlukları göstererek anlatan D., şöyle devam etti: “Sabah saat 7’de başlıyoruz. Akşam işi bırakma saatlerimiz değişiyor. Bazen akşam saat 08.00’e kadar çalışıyoruz. Ne kadar çalışırsak o kadar kazanıyoruz. Yaz başladığı zaman sosyal aktivitelerimiz bitiyor. Çünkü burada akşama kadar çalıştığımızda canımız çıkıyor. Eve gidince akşam yemek yiyip kendimizi yatağa atıyoruz. Evden işe, işten eve geçiyor günlerimiz.”
“İşkence gibi”
D.’nin sınıf arkadaşı Mehmet D. (17) ise, 2 yıldır aynı işte çalıştığını, sıcakta çalışmanın zor olduğunu söylüyor. Eğitim parası için çalışmak zorunda olduğunu ifade eden D., “Babam yaşamını yitirdi. Ben ve 3 ağabeyim çalışarak evin geçimini sağlıyoruz. Günlük 50 ya da 55 TL kazanıyoruz. 11 kardeşiz. Çok sıcak oluyor. Çalışmak işkence gibi geliyor. Birde bu ağır iştir, herkes yapamaz. Bu işte belimizi incitebiliriz. Ya da ağır olan odun parçaları, ayaklarımızın üzerine düşse bizi sakat bırakabilir” diyerek işin tehlikelerine işaret etti.
“Etüt merkezleri şart”
İyi bir okul için dershaneler yerine açılan etüt merkezleri ya da özel liselere gitmek zorunda olduğunu anlatan D., şunları dile getirdi: “Eğitim paralı olduğu için çalışmak zorundayız. Parasız olsaydı şu an burada odun işi ile uğraşmak yerine, gider serin bir yerde derslerimize çalışırdık. Çalışmasak ne iyi bir lise ne de etüt merkezlerine gidemeyeceğiz. Dolayısıyla istediğimiz iyi bir üniversiteyi kazanamayacağız. Devlet liselerinde iyi eğitim verilmiyor. Örneğin geçen sene sınıfımız 55 kişilikti. Hocalarımız iyi ders anlatıyor, ancak kalabalık olduğu için doğru dürüst bir şey anlaşılmıyor. Hocanın da suçu değil, o kadar öğrenciyle uğraşmak zor oluyor. Anlayacağınız iyi eğitim alamadığımız için mecburen dershanelere başvurmak zorunda kalıyoruz.”