Yeni Demokrat Gençlik (YDG), Sosyalist Öğrenci Hareketi (SÖH), Gençliğin Devrimci Güçleri (Dev-Güç), Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB) ve HDP Gençlik Meclisi tarafından ‘Özgürlüğümüz İçin Faşizme Karşı; Birlikte Yürüyoruz’ şiarıyla HDP Bağcılar İlçe Binası’nda bir etkinlik gerçekleştirildi.
25 Ekim’de başlatılan “Birlikte yürüyoruz!” kampanyasının ardından final niteliği taşıyan etkinlik devrimci gençlik hareketi açısından yeni bir dönemin başlangıcı olarak gerçekleştirildi. Dev-Güç, DÖB, HDP Gençlik Meclisi ve Yeni Demokrat Gençlik tarafından başlatılan “Birlikte yürüyoruz!” kampanyasına katılan SÖH ve SGDF’nin de çağrıcısı olduğu etkinlik’te “
Birleşik Gençlik Meclisi”nin kuruluşu deklare edildi.
Gerçekleşen etkinliğe düzenleyen kurumların yanı sıra HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut ve araştırmacı yazar Temel Demirer de katıldı. Eylem öncesi ilçe binasının çevresi çok sayıda TOMA, zırhlı araç ve gözaltı araçlarıyla abluka altına alındı.
Etkinlik ilk olarak devrim şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
Saygı duruşunun ardından açılış konuşması yapıldı. Açılış konuşmasını gençlik örgütleri adına YDG’li Volkan Atmaca yaptı. Atmaca,25 Ekim’de ‘Birlikte Yürüyoruz’ şiarıyla başlattıkları yürüyüşün somut örgütsel ve biçimsel halini verdiklerini vurguladı. Birleşik mücadelenin geleceğini tartışacaklarını belirtti.
Atmaca, Emperyalist-Kapitalist sistemin tüm dünyada saldırılarını artırdığı bir dönemin içinden geçildiği ifade etti. Atmaca şunları söyledi: “Gençliğin her türlü hak arama mücadelesinin zor ile bastırılmaya çalışıldığı, TC devletinin son 5 yıldır yürüttüğü yoğun saldırılarla her türlü örgütlü mücadelenin boğulmaya, yalnızlaştırılmaya çalıştırıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Ve her birimiz dudaklarımızı adeta kanatırcasına ısırıyoruz. İçimizden söyleyecek çokça şey geçiyor. Ancak biliyoruz ki egemenleri şaşkına çeviren bir tufanla onların tepesine binmedikçe sorunlarımız azalmıyor, bitmiyor.
Öz eleştirel bir yaklaşımla söylemek gerekir ki, bazen bir tufanda yetmiyor. Bizi ve milyonlarca emekçiyi eskiye bağlayan ne varsa koparıp atmak; geleceğe, ileriye dair her şeye dört kolla sarılmak ve yürümek, koşmak gerekiyor.
Çıkışı yaratacak, bu ablukayı dağıtacak olan irade ve gücü bizden önceki önderlerimizin, yoldaşlarımızın, dostlarımızın değerli pratiklerinden edindik. Direniş mirasımızla birlikte mücadeleye atılmak, bulutları birleştirmek, çakan şimşeğin ışıltısına gözünü dikmek, egemenlerin üzerine tufan olarak çökmek yarını gençliğin enerjisiyle buluşturmak geleceği emin adımlarla inşa etmek gerekiyor”
Hükümetin son beş yıldır süren saldırılarla örgütlü mücadeleyi boğmak istediğini kaydeden Atmaca,“Her birimiz dudaklarımızı kanatırcasına ısırıyoruz” diye konuştu. Gezi isyanını hatırlatan Atmaca, “Bizi ve milyonlarca emekçiyi eskiye bağlı ne varsa koparıp atmak, dört kolla sarılmak, yürümek, koşmak gerekiyor. Bu ablukayı dağıtacak olan irade ve gücü bizden önceki önderlerden, yoldaşlardan, dostlarımızdan öğrendik. Birlikte mücadeleye atılmak, bulutları birleştirmek, çakan şimşeğin ışıltısına gözünü dikmek, yarını gençliğin enerjisiyle birleştirmek, geleceği inşa etmek gerekiyor. Bugün bu söylediklerimizi yapma iddiasıyla buradayız” ifadelerini kullandı.
İktidarın kadın, çocuk, işçi ve emekçi, LGBTİ+, doğa düşmanı politikalarına karşı bir araya geldiklerini kaydeden Atmaca, birlikte mücadeleyi yükselteceklerini vurguladı.
Atmaca’nın açılış konuşmasının ardından HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu konuştu. Uğurlu sözlerine “Rosa Lüksemburgların Mirabel kardeşlerin, Mustafa Suphilerin, Denizlerin, Mahirlerin, İbrahimlerin, Mazlumların, ve Seyit Rozaların hevalleri, yoldaşları hoşgeldiniz” diyerek başladı.
“Gezi ruhu hala ayakta”
Tüm faşist baskılara rağmen bir arada yürüme inadının heyecan ve umut verdiğini söyleyen Uğurlu, “Bugün Seyit Rıza’nın ve yol arkadaşlarının Elazığ Buğday Pazarı’nda katledildiği gün.
İTC zihniyetinin Ermeni’leri, Süryani’leri, Müslüman olmadığı kesimleri katlettikten sonra sıra bu toprakların kadim halkları Kürtlere gelmişti. Elinden gelen her türlü politikayı, aygıtları kullandı ve hala kullanmaya devam ediyor” diye konuştu.
Devletin yazdığı resmi tarih ve direnenlerin yazdığı tarih olmak üzere 2 tarihin var olduğuna dikkat çeken Uğurlu, hegemonik zihniyetin dayattığı tarihi kabul etmeyeceklerini, biat kültürüne direneceklerini vurguladı. Gezi ruhunun hala ayakta olduğunu söyledi ve ekledi: “Sizin kararlılığınız, direnişiniz bu düzeni yerle bir edecek.”
Hasan Hüseyin Korkmazgil’in Acıyı Bal Eyledik dizelerini okuyan, HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, “Bize zulmü dayattılar, bize ölümü dayattılar. Kentlerimiz yağmalandı. Değer verdiklerimiz, önder bildiklerimiz katledildi. Özel timlerle, akreplerle, tomalarla önlerimizi kestiler. Okullarımızı kapattılar. Bize diz çökmeyi dayattılar. Diz çökmeyenler, ayakta kalanlar, direnenler merhaba” dedi.
Sefaleti, ötekileştirmeyi, teslim olmayı, çürümeyi, ses çıkarmamayı dayattıklarını, uysal bir gençlik yaratmak istendiğinin altını çizen Piroğlu, tüm saldırılara karşı direnenleri selamladı. “İktidar bütün gücünü, bizim dağınıklığımızdan, örgütsüzlüğümüzden alıyor” diyen Piroğlu, yerin altından gelen deprem sesleri gibi öfke seslerinin geldiğini vurguladı.
“Diz çökmedik, teslim olmadık”
Devrimcilerin, sosyalistlerin, yurtseverlerin devletin tüm zulmüne, ajanlaştırma dayatmalarına karşı zindanlarda, dağlarda, kentlerde direnişi yükselttiğine dikkat çeken Piroğlu, şöyle devam etti: “Biz, bize teslimiyeti dayatanlara, biz bize cehennemi dayatanlara Rojava’da çok çıplak bir cevap verdik. Kobane’nin düşmesini bekleyenler, Rojava’nın teslim olmasını bekleyenler orada birleşik mücadelenin neye mal olduğunu, onlara nasıl bir ders verdiğini acı deneyimlerle öğrendiler; diz çökmedik, teslim olmadık!”
Direniş geleneğini sürdüren gençliğin iradesini selamlayan Piroğlu, “Burada ortaya konulan iradenin bu ülkenin bütün ezilenleri tarafından tekrar ve tekrar ortaya konmasıdır. Birleşerek, omuz omuza gelerek bu iktidarı durdurabiliriz. Bizim teslim olduğumuzu teslim olduğumuzu, korktuğumuzu sananlar buraya baksınlar ve yükselen sese kulak versinler; vardık, varız, var olacağız” dedi.
Piroğlu’nun konuşması, “Vardık, varız varolacağız”, “Yaşasın birleşik mücadelemiz” “Biji Berxwedana Rojava!” sloganlarıyla karşılandı.
“Mutlaka kazanağız”
HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut’da, tüm sözlerin pratiğinin bu salonda olduğunu işaret etti. Devrim ve sosyalizm şehitlerini anan, tutsakları selamlayan Bulut, “Birlikte mücadele edersek faşizmin nasıl yok olacağını bu topraklarda gördük. Bu sorumluluğu hayata geçirmek zorunda olan nesiliz. Bizden sonraki neslin aynı zorlukları yaşamaması için mücadeleyi büyütmek ve yükseltmek zorundayız. Üzerimizdeki bu kara toprağı atacak olan da tam da bu dönemdir. Karanlık üzerimize çullanabilir ama her zaman direnen nesiller vardır. Bizler var olacağız!” dedi.
Etkinliğin devamında Birleşik Gençlik Meclisi tarafından iki sunum gerçekleştirildi.
Birleşik mücadelenin ihtiyacı ve Birleşik Gençlik Meclisinin gençliğin birleşik mücadelesini kitlesel, fiili bir meşru bir mücadele hattını örgütlemeyi hedeflediği belirtildi. Birleşik mücadelenin sürecin ihtiyacını karşılayacak bir zorunluluk olduğu ifade edildi.
İkinci sunum ise Birleşik Gençlik Meclisi’nin ilkelerine yönelikti.
Birleşik Gençlik Meclisinin işçi, işsiz, emekçi, köylü, öğrenci gençliğin tüm kesimlerinin sorunlarını ve taleplerini gündemine almayı hedeflediği belirtildi. Üniversitelerde özerk-demokratik üniversite mücadelesini yürüttüğü belirtildi. Liselerde demokratik lise mücadelesi yürüteceği ifade edildi. Genç Kadınların örgütüdür denilerek genç kadınların yaşadığı şiddete, cinsel saldırganlığa karşı, LGBTİ+’ların yaşadığı nefret suçlarına karşı mücadele edeceği ifade edildi. İşçi gençlerin düşük ücret, esnek çalışma, zorunlu mesai, sigortasız ve iş güvenliğinden yoksun çalışma gibi sorunlarına, sendikalaşma ve örgütlenmenin önündeki engellere karşı işçi ve emekçilerin ortak mücadelesinin örülmesi için çabalar.” denildi.
Birleşik Gençlik Meclisi’nin faşizme karşı gençliğin mücadele örgütü olduğu belirtildi. “Kürt ulusunun demokratik hak ve taleplerini destekleyen şovenizm karşıtı bir yaklaşımla ele alır. Emperyalist-kapitalist sistem tarafından aşırı üretim, savaşlar sonucu oluşan doğanın yıkımına karşı; ekoloji mücadelesini politik bir mücadele olarak ele alır ve bunu önüne bir görev olarak koyar.” denildi Emperyalist-kapitalist sistemin dünyada ve Ortadoğu`da yürüttüğü savaş, sömürü, baskı politikalarına karşı mücadeleyi esas aldığı belirtilerek ifade edilen 9 ilke kapsamlı bir sunumla açıklandı.
Etkinliğin devamında açık kürsüde katılımcılar görüş ve önerilerini sundu.
Büyük bir coşkuyla devam eden etkinliğin coşkusu katılımcıların konuşmalarına da yansıdı. Kurumların, liselilerin, üniversitelilerin, genç kadınların, LGBTİ+’ların gerçekleştirdiği konuşmalarda birleşik mücadelenin önemine vurgu yapıldı. Etkinlik Grup Hevra’nın müzikleriyle bitirildi.