Burjuva/feodal yoz kültür/sanat anlayışına karşı devrimci bir alternatif olarak ortaya çıkan ve 27 yıldır kesintisiz olarak gerçekleştirilen Gençlik ve Kültür Sanat Festivali için ATİK-YDG bir açıklama yayınlayarak gençliğe katılım çağrısında bulundu. “Ekim Devrimi’nin 100. Yılında Sanatınla Devrimi Güçlendir” şiarı ile gerçekleştirilecek olan festivalde tiyatro, müzik, halk oyunları, şiir/öykü ve karikatür dallarında çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Festival çağrı açıklaması ve detayları şu şekilde;
“Ekim Devrimi’nin 100. Yılında Sanatınla Devrimi Güçlendir” şiarı ile bu yıl 27. Gençlik ve Kültür Sanat Festivalimizi gerçekleştireceğiz. 27 yıldır kesintisiz bir şekilde örgütlenen Festivalimiz YDG’nin gelenekselleşmiş ve en önemli etkinliklerinden birisidir.
Tam yüz yıl önce Bolşevik Parti önderliğinde Rusya proletaryası bir devrim gerçekleştirerek, dünyada ilk Sovyet sistemini kurdu. Burjuvazinin sömürüsüne karşı elde edilen bu zafer, “mümkün olamaz!” denileni başarmış ve burjuva sömürü düzenini ortadan kaldırıp, insanlığın kurutuluşu mücadelesine ışık tutarak, dünya ezilen halklarına ve işçi sınıfına umut olmuştur. Bu umut üzerinden yüz yıl geçse bile güncelliğini hala ilk günkü gibi korumakta ve burjuvaziye korku salmaya devam etmektedir. Ekim Devrimi’nin yaşanmasında ve geliştirilmesinde kültür-sanat eserleri önemli bir misyon taşımaktaydı.
Burjuvazinin sanat anlayışına karşı geliştirilen devrimci sanat anlayışı, birinci derecede eğlendirici, oyalayıcı, tat verici değil, eğitici, değiştirici ve dönüştürücü olma özelliğini tarihsel olarak ortaya koymuştur. Bir toplumun-sınıfın dönüşmesinde sadece politik ve iktisadi dönüşümler yeterli değildir. Devrimci sanat yeni yaşama geçişin, yeni yaşamın ve yeni insanın oluşumunun olmazsa olmazıdır. Sovyetler’de ve farklı ülkelerde işçi sınıfını esas alan, toplumu anlatan, sosyalist ideolojiyi taşıyan “Sosyalist Realizm” dönemi ortaya çıkmıştı. Maxim Gorki, Berthold Brecht, Nazım Hikmet, Isaak Brodski, Pablo Neruda ve Louis Aragon gibi dünyanın her yerinden devrimci sanatçılar o dönemin temsilcileriydi. O günlerden bugüne Charlie Chaplin, Yılmaz Güney, Viktor Jara, Frida Kahlo, Cigerxwîn, Ahmed Arif, Hozan Mizgîn, İhsan Yüce, Kazım Koyuncu, Yetiş Yalnız ve nice devrimci ve halk sanatçısının insanlığın kurutuluş mücadelesine önemli katkıları olmuştur.
Bu tarihsel gelişmelere ve kişiliklere karşın emperyalist-kapitalist sitemin varlığını korumaya devam ettiği bir gerçekliktir. İçinde yaşadığımız sistem biz gençlerin hayatlarının her alanına, kendi ekonomik ve politik çıkarları için saldırmakta, kendi çıkar amaçları için bizleri şekillendirmektedir. Bu şekillenişin en önemli alanı eğitim sistemidir. Anti-demokratik ve özelleştirilmiş bir eğitim sistemi ile temel hakkımız olan eğitimimiz bir metaya dönüştürülmekte, anaokuldan itibaren kendi zihniyeti olan bireyselliği, duyarsızlığı, sorgulamamayı, kariyerizmi, popülizmi ve en önemlisi haksızlıklara boyun eğmeyi aşılamaktadır. Meslek eğitimi alan gençliğin ise işkollarında asgari ücretin çok çok altında ucuz işgücü olarak kullanılması, diğer işçiler kadar emek harcamaları sağlanmakta ve sömürülenin sömürüleni haline getirilmektedir. Sadece bununla yetinmeyen barbar sistem, gençliği emperyalist işgal ve savaşlarda askeri bir güç olarak sahaya sürmekte, barbar politikalarına malzeme yapmaktadır. Göçmen gençlerin ırkçı politikalar çerçevesinde fiziksel ve psikolojik saldırılara maruz bırakılması yine bu sistemin temel politikalarından birisi olagelmiştir. Bu politikadan dolayıdır ki, barbar IŞİD gibi örgütler gençliğin muazzam enerjisinden faydalanmış, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçecek icraatlarını yapabilmişlerdir.
Gençliğin şekillenmesinde rol oynayan en temel alanlardan birisi de Kültür-Sanat alanıdır. Bu alanda burjuva yoz kültürün gençler üzerinde ciddi bir etkisi vardır. Bu yoz kültürün beraberinde getirdiği tüketime dayalı yapılan kültür-sanat çalışmaları, toplumsal sorunlardan uzak olarak ortaya konan sanatsal-kültürel eserler ve postmodern kültür akımı ile sorgulamayan, bireyci ve en önemlisi kendisine yabancı, kimliğini tanımlayamayan ve özgüven sorunu yaşayan bir gençlik yetiştirilmektedir.
Festivalimiz tamda bu burjuvazinin yoz kültürüne karşı bir alternatiftir. Gençliğin kendi özgüvenini geliştirmesinde önemli bir mevziyi ifade etmektedir. Bizler; ürettikçe, ürünlerimizi sundukça, yani tüketime karşı durdukça yabancılaşmayı aşacak, özgüvenimizi geliştireceğiz. Yaratılan eserlerin bireysel değil kolektif yaratılması kariyerizme, popülizme ve bireyciliğe vurulan önemli bir darbedir. Festivallerimizi tarihten ve mücadelemizin haklılığından aldığımız güç ile bugüne kadar gerçekleştirdik ve biliyoruz ki, insanlığın burjuva yoz kültüre karşı mücadelesi sürdükçe bu alanda ki çalışmalarımız da devam edecektir. Emperyalizmin biz gençlere sunacağı iyi bir gelecek yoktur. Tam aksine biz gençlerin enerjisini kendi çıkar amaçları uğruna harcamakta, insanlığın sömürü, şiddet, baskı ve talan altında yaşaması için en fazla biz gençlerden faydalanmaktadır. Gençliğin emperyalizme ve faşizme karşı mücadele edecek dinamizmi vardır ve bunu tarihte birçok defa kanıtlamıştır. Yeter ki gençler, burjuva yoz kültürüne karşı mücadele edebilsin bu uğurda örgütlü mücadeleyi geliştirebilsin.
Devrimci sanatçılar kervanına katılan, Gençlik Kültür-Sanat Festivali’mize önemli değerler katan, ‘halkın sanatçısı, halkın savaşçısıdır‘ şiarını özümseyen YETİŞ YALNIZ yoldaş, nasıl bir kültür-sanat çalışması yapılması ve gençliğin nasıl mücadele etmesi gerektiğini yaşamı, sanatsal çalışmaları ve pratiği ile ortaya koymuş devrimci bir sanatçıdır. Bir dönem YDG Merkezi Yönetim Kurulu’nda yer alan Yetiş Yalnız, kültür-sanat çalışmalarının müzik alanında kendisini yetiştirmiş, Grup Şiar’ın ve Festivalimizin önemli değeri haline gelmiştir. Belirtmek gerekir ki, 27 yıldır aralıksız süren Gençlik Kültür Sanat Festivali’miz Yetiş Yalnız’ın, Grup Şiar ve Umuda Haykırış gibi devrimci sanatsal çalışmaların ve kişilerin yaratılmasında önemli bir araç haline gelmiş ve yine ortaya çıkan bu değerlerin Festivalimize önemli katkıları olmuştur. Bu karşılıklı ilişki daha nice devrimci sanatçıların, nitelikli ve mücadeleci gençliğin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
Bu anlamı ile festivalimizin önemi Yetiş Yalnız şahsında bir kez daha ortaya çıkmıştır. Tüm gençliği emperyalist politikalara karşı, sistemin dayattığı burjuva yoz kültüre karşı, alternatif kültür-sanat çalışmalarını geliştirmek için 18 Kasım 2017 tarihinde yapılacak olan Gençlik Kültür-Sanat Festivali’mizi sahiplenmeye çağırıyoruz.”
Festival Dalları ve Jürileri
Tiyatro: Barış Atay, Kemal Kocatürk, Caner Sunar
Müzik: Erdal Bayrakoğlu, Hasan Sağlam, Özden Çiçek
Halk Oyunları: Mahmut Demir, Şahin Özer, Yılmaz Beyazgül
Şiir/Öykü: Ahmet Tan, Bayram Balcı, Hasan Sağlam
Karikatür: Avni Odabaşı, Şükrü Kılınç, İlhami Erdoğan
Konuk Sanatçılar:
Umuda Haykırış, Erdal Bayrakoğlu, Hasan Sağlam
Festival Tarihi ve Yeri
18 Kasım 2017 – Saat 11:00
Saalbau Griesheim – Schwarzerlenweg 57 – 65933 Frankfurt/Main – ALMANYA
ATİK YDG 27. Kültür Sanat Festivali Karikatür Dalı KATILIM KOŞULLARI:
- Karikatür serbest konuludur.
- Karikatür katılımcıya ait olması şart’tır.
- Karikatürler bilgisayar üzeri PDF veya JPEG formatı olarak 12 Kasım 2017 tarihine kadar http://www.ydg-online.org sitesinde Yarışmacı Başvuru Formu üzeri gönderilmelidir. Fotoğraf, fotokopi vs. kabul edilmeyecektir.
- Karikatür boyutları en az A4 ( 21 x 29.7 cm ) en fazla A3 ( 29.7 x 42 cm ) olmalıdır.
- Katılımcılar en fazla 3 (üç) adet karikatür gönderebilirler.
- Gönderilecek karikatürler daha önce yayınlanmış olabilir ama; hiçbir ulusal ve uluslararası yarışmada ödül almamış olmalıdır. Jürinin aynı ya da benzer saydığı veya başka bir karikatürcüye ait olduğunu bildiği karikatürler değerlendirilmeyecektir.
- Dereceye giren yarışmacılar kupa, sertifika ve karikatüre özel ödül alacaktır.
27. GKSF Komitesi