13 Kasım günü İstanbul Taksim’de gerçekleştirilen katliamın ardından iki gün geçti. Devletin ‘10 saatte aydınlattık dediği’ halde yaptığı açıklamaların çarpıklığı gün gibi ortada. Kürt ulusuna yönelik imha, inkar ve asimilasyon politikaları yürütülürken iktidar sözcüleri ve sosyal şovenizmin temsilcileri Kürt Ulusal Özgürlük Hareketini hedefe oturttu. Saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilen kişi üzerinden mülteci ve göçmen düşmanlığı körüklenmekte, şovenizm tırmandırılmakta.
Saldırının TC devletinin işbirliği içinde olan çeteler tarafından yapıldığı kuvvetle muhtemeldir. Türk hakim sınıfları Suruç ve Ankara katliamında olduğu gibi saldırıyı planlayıp yahut önünü açıp sonuçlarıyla kitleleri manipüle etme kaygısındadır. Halka dönük gerçekleşen bu saldırı ezilenleri kutuplaştırma politikasının aracı haline getirilmeye çalışılıyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de 10 yıldır desteklediği eğitip, donattığı çeteler üzerinden fiili işgal planları yapan devlet bu saldırının sorumlusuyken bu saldırı üzerinden Kuzey ve Doğu Suriye halklarına yönelik yeni bir saldırı konseptinin startını vermiş durumdadır.
Katliamı gerçekleştirdiği iddia edilen kişinin, devletin önüne koyduğu senaryoyu “kabul ettiği” burjuva basında çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Bu senaryoyla apaçık ki Kürt ulusuna, ezilen emekçi kesimlere dönük yeni bir saldırı politikasının startı verilerek, yaratılan şoven algıyla kitlelerin bilinci köreltilmek istenmektedir. Herhangi bir meselede AKP ve MHP’nin hiçbir söylediğine inanmayanlar bugün söz konusu Kürt ulusuna düşmanlık olunca Süleyman Soylu’nun söylediklerini baz alarak tutum takınmaktadır. Cumhur ve Millet ittifakının peşine halk saflarında bulunduğunu iddia eden “sosyal şovenizmin şampiyonları” olarak Sosyalist Güç Birliği de takılmaktadır.
Özetle bu saldırı; Türk devletinin halka dönük saldırılarının bir nedeni haline getirilmeye çalışılıyor.
Halkın bilincinde yaratılmaya çalışılan bu manipülasyon politikasını, devlet gerçekliğini kitlelere daha fazla taşıyarak boşa düşüreceğiz.
Halka dönük saldırıları engellemenin ve devlet aklını boşa düşürmenin en etkili ve gerçekçi tek yolu devlet gerçekliğine karşı örgütlemektir.
Yeni Demokrat Gençlik