Yaşadığımız topraklarda gelinen aşamada faşizmin etki alanı tüm kesimlerde kendisini azami ölçüde göstermeye başlamıştır. AKP/Erdoğan, ülke içerisinde ve dışarısında siyasi açıdan gelişen her durum ve olguyu kendisine kılıf eylemiş, ürettiği pespaye politikaların sorunlu sonuçlarının faturasını yine en başta ezilenlere kesmiştir.
OHAL kapsamında çıkarılan KHK’larla kamu emekçileri ve akademisyenler ihraç edilirken sonrasında yükselen direnişi bastırmak için illere yönelik “asayiş” adı altında yeni KHK’lar birbiri ardına sıralanmıştır.
Özellikle eğitim alanına yönelik çıkarılan her KHK ve müfredat, sınav sistemi değişiklikleri kendisine biat eden bir nesil yetiştirme çabasında olduğunu ihraç edilen akademisyenlerin yerine tekfircilerin getirilmesiyle gözler önüne sermiştir. Aynı biçimde okullarda yönetim eliyle faşist uygulamalar ve söylemler haddini aşmış, adeta haremlik selamlık devreye sokulmuştur.
Eğitim alanında kendini gösteren erk zihniyet tüm alanlarda rahatça elini kolunu sallayarak gezmeye başlamış, saldırılarının boyutunu artırmıştır. Öyle ki kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik şiddet eskisine oranla daha az gizlenir olmuş, kadınların ve LGBTİ+’ların yaşam alanları alenen gasp edilmeye başlanmıştır. Çürümüş hukuk sisteminin ‘verdiği cezalar’ erkliğe ödül niteliğine ulaşmıştır. Hatta verilen cezalardan öte yeni yasa tasarılarıyla (müftülük ve mağduriyet yasası) kadınların hayatlarına ve aslında kadınların söke söke aldığı haklarına saldırılmıştır. Ve bu yasa kadınlara sorulmadan meclisten geçirilmiştir. Dolayısıyla resmi olarak da çocuk yaşta evliliklerin ve çok eşliliğin önü açılarak erkliğin sırtı sıvazlanmaya devam edilmektedir.
Ülke içinde baskı hat safhadayken uluslararası arenada da başrol oyunculuğuna soyunan TC, emperyalist devletlerin taleplerini yerine getiremeyerek figüranlığa düşürülmüştür. TC’nin besleyip büyüttüğü IŞİD, bugün savaş arenasında YPG/YPJ ve Enternasyonalist güçlerin ilerleyişiyle yok olmaya yüz tutmuştur. IŞİD’in boşluğunu doldurabilmek için MHP-CHP’den aldığı destek ile attığı her adım (Fırat Kalkanı gibi) hüsranla sonuçlanmıştır. TC tüm çabasına rağmen maşalığını yaptığı eller tarafından ensesinden tutularak Ortadoğu’da da çıkmaza girmiştir.
Ortadoğu’da özellikle Kürt ulusal hareketinin muazzam ilerleyişi ve direnişiyle gerileyen TC, IKBY(Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi) tarafından yapılan bağımsızlık referandumunu kendisi için tehdit olarak görmüştür. Bağımsızlık referandumunun Kürt halkını motive eden etkisinden korkarak IKBY’ye ekonomik ve askeri açıdan ayağı yere basmayan tehditler savurmuştur.
Bir bütün toplumun tüm kesimlerini etkileyen OHAL’in sürekliliğini sağlamak, OHAL’i güvence altına almak için muhalif kesimler operasyon, tutuklama, ev hapisleri gibi sindirme ve temizleme yöntemleriyle toplumdan tecrit edilmek istenmiştir. Tutuklamaların bizleri yıldıramayacağını gören devlet hapishanelerde psikolojik ve fiziksel işkencenin kapılarını yeniden aralamıştır. Özellikle son dönemde yürürlüğe koymaya çalıştığı tek tip elbise uygulaması bunun bir göstergesidir. Bu tür uygulamalarla birlikte henüz dışarıda olan muhalif kesime de güç gösterisi yapmaya çalışmaktadır.
Bizler Yeni Demokrat Gençlik olarak gelinen sürecin ezilenler açısından ciddi bir örgütlenme gerektirdiğinin bilincindeyiz. Bu kaos ortamının direnişle karşılanması ezilenler açısından yeni bir yaşamın inşası anlamını taşımaktadır.
Yeni Demokrat Gençlik olarak ezilenlerin öfkesinin sesinden öte çığlığı olmak, bu çığlığı halk gençliğiyle barikatlara taşımak için “Yaşam Direnişte Büyüyor” şiarıyla kampanyamızı örüyoruz. “Yaşam Direnişte Büyüyor” şiarlı kampanyamız direniş odaklarında halk gençliğini bir araya getirecek, şiarımız gibi yaşamı direnişte beraber büyüteceğiz. Bu kampanya, muhalif kitlelerin dinamik güçleri olan gençliğin, geleceğini inşa etme mücadelesini kavrayışından gelmektedir.
Bugün, Nuriye ve Semih’in başlattığı direniş yeni bir isyan dalgasının habercisidir. OHAL’in tüm baskı ve sindirme aygıtlarının karşısında demir leblebi olmuş, umudu yeniden doğurmuşlardır. Nuriye ve Semih’in adalet için açlığa yatırdıkları bedenlerinde somutlanan ezilen emekçilerin öfkesi, geleceksizleştirilmek istenen gençliğin sesiyle buluştuğunda yeni bir yaşam inşa edilebilir.
Bugün, liselerde ve üniversitelerde inşa edilmeye çalışılan tekfirci eğitim sisteminin karşısında eşit, anadilde eğitim şiarıyla geleceği için bir arada mücadele eden gençlik yeni yaşam inşasının temellerini atacak.
Bugün, kadınlar bir arada özgürlük mücadelesi verdiğinde erkek egemen sistemde gedikler açılabiliyor. Bugün çürümüş hukuk sistemi karşısında kadınların mücadelesiyle elde edilen kazanımlar, yarın yeni yaşamı -örgütlü kadın özgürlük mücadelesinin- doğuracağının teminatıdır.
Bugün, yaşam hakkı ellerinden alınan LGBTİ+’lar sokaklarda, amfilerde, iş yerlerinde ‘alışın, biz buradayız’ diyen Hande Kader’in çığlığında yaşamı var etmeye devam edecek.
Bugün, T.Kürdistanı’nda ve Ortadoğu’da Kürt halkının öncülüğünü üstlendiği direnişin geldiği aşama bizlere yaşamın direnişte büyütülebileceğini göstermiştir. Kürt ulusal mücadelesinin demokratik taleplerinin yanında olacak ve bu direnişin öznesi olarak yaşamı büyüteceğiz.
Bugün, hücrede ve dışarıda attığımız her adım faşizmi baltalamaya yöneliktir. Her adımımız bir direniştir. TC, hapishanelerde sindirip baskı altına almaya yönelik tek tip elbise dayatmasını ortaya attı. Bunun karşısında içeride ve dışarıda, ezilenler olarak bir arada direnişi büyütmekten geri durmayacağız.
Bizler Yeni Demokrat Gençlik olarak “Yaşam Direnişte Büyüyor” şiarıyla geleceksizleştirmeye, onursuzlaştırmaya, baskı ve sindirme politikalarına karşı tüm ezilenleri bir arada direnişi örmeye çağırıyoruz. Kampanyamız tek başına bir kampanya değil, tüm ezilen kesimleri baskısı altına almaya çalışan ve artık gelinen süreçte haddini aşan faşizme karşı birleştirici bir mücadele mevziisidir. Bu mücadele mevziisini doğru örebilmek; kimliksizleştirmeye, onursuzlaştırmaya karşı onurlu bir mücadele yürütme ve “baskı-sindirme-temizleme” yöntemine karşı yeniden doğuş anlamına gelmektedir.
“Yaşam direnişte büyüyor”; gençlik yaşamın ve yaşamanın teminatıdır. Her amfi, her sıra, her hücre, her sokak direniş mevziisidir. Bizler halk gençliğinin önde gelen dinamikleri olarak; ezilen halkların öfkesinde birleşiyor, direniş mevzilerimizde yaşamı büyütüyoruz.
Yeni Demokrat Gençlik