“Her zaman bizim dağlarımız/ Bizim nehirlerimiz/ Bizim insanlarımız var olacak/ Amerikan istilacıları yenilecek/ Yeni baştan kuracağız ülkemizi/ Bin defa daha güzel.”
Ho Chi Minh
Türkiye ve T. Kürdistanı topraklarında emperyalizme, feodalizme ve komprador kapitalizme karşı yürütülen mücadele, 48. ölümsüzlük yılında Ho Ci Minh’in bıraktığı devrimci miras ile aydınlanmayı sürdürüyor. Ho Chi Minh ve Vo Nguyen Giap yoldaşların öncülüğünde Amerikan emperyalizmine karşı gerçekleştirilen halk savaşının zaferi, başta Proletarya Partisi olmak üzere, dünya proletaryasının mücadelesinde ilham kaynağı olup nihai zaferlerinin de nüve taşı olacaktır. Kuşkusuz Vietnam Devrimi’ni anlamak sadece ABD’ye karşı yürütülen direnme savaşı ile değil, ülkenin tarihsel kökenleri, sosyo-ekonomik yapısı, sömürge durumu ve toplumsal rolleri ile birleştirilerek anlaşılabilir.
Vietnam’da sömürgeciliğin ayak sesleri
“1535’de burada günümüzde Danang olarak bilinen ilk kalıcı Avrupa yerleşmesi oluşmuştu. Yerleştikleri bölgeyi, Çinlilerin Vietnamı ifade etmede kullandıkları ideogramların adı olan “Giao Chi“den türettikleri “Cauchi” adını verdiler. “China” ekleyerek ülkeye “Couchichina” demeye başladılar. Sonraları Fransızlar Vietnam’ın bölünmüşlüğünü tescil için ülkenin güney bölümüne Coachinchina, orta bölümüne Annam, kuzeyine de Tonkin adını verdiler. Annam da Çince “sakin Güney“ anlamına gelen An ve Nam ideogramlarından geliyordu. İmparator Gia Long 1802’de ülkenin adının Vietnam olduğunu resmen ilan etti. Vietnam adıysa Çince Yueh Nan (Guandong’un eski adı olan Yueh’in Güneyi) ideogramlarından türemişti.”(Vietnam Devrimi, syf: 1185)
Asya kıtasının zengin kaynakları Avrupa’nın keşifleri sonucu denetim altında tutulmak istenmiş, böylelikle bölgede sömürgeciliğinde kök salmasının ilk adımları atılmış oldu. Özellikle Güney Avrupa ülkelerinin yiyecekleri sıcaklıklara karşı korunmak için kullandıkları biber, hindistan cevizi, karanfil ve diğer baharat çeşitleri bu ülkelerin Asya’ya dönük sömürge planlarını uygulamalarına sebep oluyordu. Öyle ki büyük bir ihtiyaç olarak görülen baharat, Avrupa’da oldukça kârlı bir şekilde satılıyordu. Hatta durum öylesine bir hal almıştı ki, “bir torba baharat için korsanlar birbirlerini boğazlıyorlardı.”
İpek ve baharat yollarının ele geçirilmesinin ardından bu kez hedef Vietnam idi. İlk olarak Portekizlilerin bölgeye gelmesi (daha sonra Portekiz’in sömürge gücü azalıyor, nitekim bölgede Batılı tüccarların Vietnam’ı sömürgeleştirme girişimleri yeterince başarılı olamadı) ile başlayan Vietnam’ın sömürgeleştirilmesi süreci, 1859’da Fransa’nın Saygon’u işgal etmesi ile tam anlamı ile başlamış oldu.
Ancak Katolik misyonerlerin bölgenin zenginliklerine konma girişimleri nüfuz etme anlamında daha derin izler bıraktı. Böylelikle tüccarların boşa düşen girişimleri misyonerler için bulunmaz bir fırsata dönüştü. Vietnam’a ilk giden Hıristiyan misyonerler, Odoric de Pordenone gibi 14. yüzyılın cüretkâr Fransisken gezgin keşişleriydi. Bunlar üç yüz yıl sonra Japonya’dan kovulan Cizvitler, Faifo’daki Cochincina Misyonerliğini kurarak Vietnam’da Hristiyanlığı yaymaya giriştiler.
Fransa sömürgeciliği ve direnişin kökenleri
Fransa’nın Saygon’u işgal etmesi ile Vietnam’ın ekonomik gelişmesinin temel ürünü olan pirinç üretimi de durmuş oldu. Pirinç, kauçuk ve kömür kaynakları Fransız sömürgecileri tarafından denetim altına alınmıştı. İmparator Tu Duc’un Fransızlara karşı teslimiyetçi ve barışçı yaklaşımları halkın yoksullaşmasına ve kıtlığın ilerlemesine sebep olmuş, zaten kötüye giden ekonomi daha da dibe batmıştı. Fransa’nın 1857’deki ilk işgal girişimi Vietnam’ın iklim şartları, tropik hastalıklar, arazi şartları, toplanamayan hamallar ve yerel casuslar vb. nedeni ile başarısızlığa uğradı. Ancak Fransa’nın Vietnam hayali bitmek bilmedi. 1861’de Mekong deltasından su yoluyla Vietnam’a giren Fransızlar, burada ağır kayıplar verdirerek İmparator Tu Duc’un boyun eğmesini sağladı. Fransızlara her türlü imtiyaz hakları, din propagandası yapmasının önü açıldı. Üç liman Fransızlara açılarak Vietnam’ın kaynakları Avrupa’ya satıldı.
Vo Nguyen Giap, Fransız sömürgeliğini şöyle niteliyordu; “XIX. yüzyılın ortalarında, sömürgeci Fransız saldırısının başlarında, Nguyen’in sarayı alçakça teslim anlaşmaları imzalarken, halkımız, güneyde Truong Cong Dinh, Nguyen Trung Truc, kuzeyde Phan Dinh Phung, Nguyen Thien Thuat, Hoang Hoa Than gibi büyük yurtseverlerin yönetiminde her yerde kahramanca başkaldırıyordu. Sömürgeciler, otuz yıl boyunca ülkenin istilasını tamamlayamadıkları gibi, her an egemenliklerinin sarsılmasına da engel olamadılar. Bugüne kadar halkımız, kendisinden daha büyük, fakat aynı şekilde feodal bir rejim altında kendisiyle pek fazla ekonomik, teknik ve kültürel fark bulunmayan yabancı ülkelere karşı aralıksız mücadele emişti. Oysaki, bu kez daha kalabalık bir nüfusa, iyi donatılmış bir ekonomi ve tekniğe, daha üstün silahlara sahip güçlü bir kapitalist ülke başı çekiyordu.”( Vo Nguyen Giap, Vietnam Ulusal Kurtuluş Savaşı, Eriş Yayınları, syf: 11)
Neredeyse tamamı köylülerden ulaşan ve feodal bir yapıya sahip olan Vietnam’da sömürgeciliğe karşı köylüler öncülüğünde isyanlar da başlamış oldu. Sömürgeciler tarafından toprakların işgal edilmesi, üretim yapmanın olanaksızlaşması, Kuzey’de kendiliğinden ayaklanmalara ve isyanlara sebep oluyordu. Özellikle Tu Duc’un tereddütsüz teslim oluşu, 1859’da Vietnam partizanlarını ortaya çıkardı. Çeşitli yayla, delta ve bataklıklarda sığınaklar kuran partizanların direnişi 3 yıl içerisinde öylesine şiddetlendi ki, Fransız sömürgeciler bu direniş karşısında çevre müttefik ülkelerden yardım almak zorunda kaldı. Direniş karşısında afallayan Fransız komutan Amiral Bonnard bir raporunda partizanların direnişini şöyle yorumluyordu; “Otoritemizi kabul ettirmekte inanılmaz güçlüklerle karşılaştık. İsyancı çeteler ülkeyi bir uçtan ötekine kasıp kavurdular.”
Bir yanda direniş sürerken diğer yanda imparator da ülkeyi Fransızlara adeta peşkeş çekmeye devam ediyordu. İmparatorun çeşitli kararlarına rağmen yerellerde ayaklanan partizanlar Fransızlara kayıplar verdiriyordu. Çeşitli bölgelerdeki yerel halk kılıç ve mızraklarla silahlandırıldı. Teslimiyetçi Tu Duc’a karşı kesin olan bir şey vardı; “barış ve teslimiyetten söz ettiği sürece emirlerine itaat etmemeye kararlıyız!”
20. yüzyıl çeşitli mandarin ve imparatorluk yöneticilerinin sömürgeciliğe karşı yenilgisi ile başladı. Vietnam bağımsızlık mücadelesi, yoksul köylü yığınların “cumhuriyetçi hedefler” doğrultusunda örgütlendikleri bu yıllarda öne çıkan önemli bir isimde Phan Boi Chao(1897-1940) ve arkadaşları oldu. Başlarda her ne kadar reformcu talepler ile öne atılsalar da sonraları amaçlarının devrimci yollarla sağlanabileceğini savunmaya başladılar. İlk Japonya’ya giderek burada sürgünde bulunan Vietnamlılar arasında çalışmalar yürüttüler. Japonya’da Vietnam’ın ilk gizli örgütü olan Reformcular Birliği’ni kurdular. Kanlı Mektup adında bir broşür yayınlayarak Vietnam halkının acılarını anlattılar. 1908 yılına doğru artan sömürgeci baskılar karşısında direnişte şiddetlenmeye başladı. Silahlı ayaklanma önerileri sürerken Fransız genel valisinin evi kuşatma altına alınmıştı. Çevre bölgelerden de gösterilere katılım sağlanmasının ardından silahlı ayaklanma önerisi(o dönemde Duy Tan Hoi Fransızlara karşı silahlı ayaklanmayı savunuyordu) pratiğe dönüştü. Üç gün süren çatışmalardan sonra sömürgeciler denetimi tekrar ele geçirdiler. Yakalanan devrimcilerin bazıları idam edildi, bazıları da Poula Condore adında bir adada bulunan hapishaneye gönderildiler. 1913’de 600 civarı köylü reform talebi ile Saygon’da eylem yaptı. Nisan ayında ise Fransızlar ile işbirliği yapan bir mandarin direnişçiler tarafından öldürüldü. Ardından iki Fransız subayı bombalı eylem ile öldü. Art arda yapılan bu eylemler sömürgecileri afallatsa da ardından gelen tutuklama furyası ile yüzlerce kişi hapsedildi, kimileri ise idama mahkûm edildi.
Bu dönemde Marksist yayınlar yaygınlaşmaya başladı. 1. Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrası Fransa’da emek açığını kapatmak için gönderilen Vietnamlı işçiler Fransız sosyalistlerinden etkilendiler.
Vietnam’da Komünist-Milliyetçi cephe politikası
Komintern’in bu dönemde açığa çıkan geniş cephe politikasına uygun olarak Ho Chi Minh, Vietnamlı milliyetçiler ile birleşme çalışmalarına başladı. Ho öncülüğünde Vietnamlılar tarafından da karşılığı olan VNQDD ile ilişkiye geçildi. Ho’nun yaptığı bir çağrı ile 1925’te Asya’nın Ezilen Halkları Birliği’nin kuruluş çalışmalarına katılmak için Şangay’dan gelen Phan Boi Chau tutuklandı. Aynı yılın 23 Kasım’ında ölüm cezasına çarptırıldı. Phan için başlatılan gösteriler sonucu bu ceza ömür boyu ev hapsine döndü ve ölene kadar(1941) evinde hapsedildi. Bu olay Vietnam milliyetçileri üzerinde etki yarattı ve sömürgeciliğe karşı komünistler ile birleşme iradesi daha da güçlendi. Bu dönemde Ho Ci Minh, Komintern’e bağlı kalarak Komünist Partisi kurma girişimlerine başladı.
Vietnam Komünist Partisi kuruluyor
Ancak birliktelik içerisinde Komünist Partisi’ne dönüşmeyi savunmayan bir eğilimde vardı. Buna paralel olarak “1929 Mayıs’ında Macao’da yapılan Thanh Nien kongresinde diğer delegelere komünist partisine dönüşme önerisini kabul ettiremeyen Tonkin delegeleri bağımsız davranma yolunu seçerek 17 Haziran 1929’da Dong Duong San Dong’u (Çin Hindi Komünist Partisi) kurmuşlar, bunu Ekim’de Thanh Nien Merkez Komitesi’nin kurduğu Anam Cong San Dang (Anam Komünist Partisi) ve ardından Tan Viet’in kurduğu Dong Duong Cong San Lien Komintern (Çin Hindi Komünistler Birliği) izlemişti. Bölünmenin hemen ardından harekete geçen Komintern 27 Ekim 1929’da Vietnam’daki tüm komünist gruplara hitaben biz gizli direktif hazırlamış ve Ho Chi Minh’e ulaşmıştı. Komintern mesajında ‘Çin Hindi komünistlerinin en önemli ve acil görevi’nin ‘emekçi sınıfının devrimci partisini yani komünist bir kitle partisini kurmak’ olduğunu ve bunun ‘tek cepheli bir parti ve Çin Hindi’ndeki tek komünist partisi’ olması gerektiğini vurguluyor, oluşturulacak geçici merkezi yürütme komitesinin, reformcu bir milliyetçilik çizgisini savunan bir gazete yayınlanması isteniyordu.”(Vietnam Devrimi, syf: 1196)
Komintern’in bu önerisi üzerine harekete geçen Ho, birlik görüşmelerini başlatmak üzere Çin Hindi Komünist Partisi ve Annam Komünist Partisi temsilcileri ile 3 Şubat 1930’da toplantı düzenliyor. Yapılan toplantı sonucunda Vietnam Komünist Partisi’nin kurulması kararlaştırılıyor. Daha sonrasında Tan Viet’in grubu olan Çin Hindi Komünistler Birliği de VKP’ye katılıyor. Komünist Partisi’nin oluşturulması sonrasında Vietnam’ın da ilk kitle örgütleri kuruldu. Bunlar arasında Kızıl İşçi Birliği, Kızıl Köylü Birliği, Komünist Gençlik Birliği, Kadın Özgürlüğü Birliği, Kızıl Yardım Topluluğu ve birleşik cephenin öncüsü olan Anti-emperyalist Birlik bulunmaktaydı.
Vietnam Demokratik Cumhuriyeti kuruluyor
1936 yılında Halk Cephesi Hükümeti’nin Fransa’da iktidarı ele geçirmesi ile birlikte Vietnam’daki baskıcı politikalar gevşedi ve geniş bir siyasi af ilan edildi. Vietnamlıların Fransız yurttaşı olmasının önü açıldı. 8 saatlik iş günü, haftalık tatil, emeklilik gibi yenilikler bu dönemde getirildi. Bu ortam görece olarak işçi hareketlerinin de oluşmasına sebep oldu. Ancak bu durum 1939 yılında Halk Cephesi Hükümeti’nin düşürülmesi ile son buldu. Başa geçen gerici güçler Fransa’da ve Fransa’nın sömürge ülkelerinde komünist eylem ve propagandayı yasakladı. Bunun üzerine Vietnam’daki komünistler illegal çalışmalara ağırlık verdi ve SSCB’ye yakın bir siyaset izlemeye koyuldular. 1940 yılında Fransa’nın Almanlar tarafından işgali, Fransa’nın Vietnam üzerindeki etki gücünü kaybetmesine yol açtı.
2. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın başlaması ile Japonya Vietnam’a saldırmaya başladı. Bir yanda Fransız sömürgecileri tarafından içeride işgale karşı direnilirken diğer yandan Japonya’ya karşı yeni bir savaş cephesi açılmıştı. Bunun üzerine 30 yıl aradan sonra Vietnam’a dönen ve ulusal birlik çağrıları yapan Ho Chi Minh’in bu çabası karşılık bulmuş, 1941 Mayıs’ında Viet Minh (Ulusal Birlik Cephesi) kuruldu. Aynı yılın sonunda ilk Silahlı Propaganda Birliği kuruldu ve Vo Nguyen Giap birliğin başkomutanı oldu. VKP merkez komitesinin 8. toplantısında alınan bu kararlarda cephenin amacı; Yalnızca işçi ve köylüleri değil, yurtsever toprak sahiplerini de içeren, hainlerin topraklarına el koymak, bu toprakları yoksul köylülere dağıtmak olarak açıklanmıştı.
16 Ağustos 1945’te Ulusal Birlik Cephesi ve çeşitli milliyetçi gruplarında dâhil olduğu toplam 60 kişilik bir kongre düzenlendi. Vietnam Ulusal Kurtuluş Komitesi kurularak halk silahlandırıldı ve iktidarı ele geçirme süreci böylelikle başlatılmış oldu. Onbinlerce işçi ve memurun katıldığı grevler ilan edildi. Belediye binasının önünde toplanan kitle, imparatorluk bayrağının yanına Ulusal Birlik Cephesi’nin sarı yıldızlı kızıl bayrağını astılar. Ertesi gece bölgede Fransız avı başlatan kitle, çok sayıda Fransız’ı da öldürdü. Kamu binaları ele geçirildi. Üç gün içinde başkent Hue denetim altına alınmıştı. Ardından Vietnam’ın son imparatoru olan Bao Dai tahttan çekildiğini açıkladı. 30 Ağustos tarihinde “Yaşasın Bağımsız Vietnam! Yaşasın Demokratik Cumhuriyetimiz!” sözleri ile biten bir bildiri yayınlayarak tacını, kılıcını ve diğer imparatorluk simgelerini Ulusal Birlik Cephesi’ne teslim etti. Vietnam Demokratik Cumhuriyeti’nin kuruluşu, tarihe Ağustos Devrimi olarak geçti.
Vietnam’ı temsil eden ilk geçici hükümette Ulusal Kurtuluş Komitesi’nden 8, Güney Vietnam Cumhuriyeti Geçici Yürütme Komitesi’nde 1 kişi yer almış, geri kalan yedi bakanlığa 3 demokrat, 2 partisiz, 1 katolik ve bir komünist getirilmişti. Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı’na Ho Chi Minh, İçişleri Bakanlığı’na Vo Nguyen Giap, Ulusal Savunma Bakanlığı’na Chu Van Tan olmak üzere komünistler üstlenirken, Adalet Bakanlığı’na Vu Trog Khank ve Eğitim Bakanlığı’na Vu Ding Hoe adlı demokratlar getirilmişti. 6 Ocak 1946’da yapılan seçimlerde, Ulusal Birlik Cephesi (Viet Minh) zafer kazandı ve 2 Mart 1946’da ise yeni halk anayasası kabul edildi.
6 Mart 1946’da Vietnam ve Fransa arasında anlaşma imzalandı. Buna göre Fransa, Vietnam’ı askeri birliğine ve Çin Hindi Federasyonu’na bağlı kabul edecek, kendi hükümeti, parlamentosu ve ordusu olan bir ülke olarak tanıyacaktı. Ancak bu anlaşma Vietnam halkı tarafından kabul görmedi. Sokaklara çıkan halk, Ho Ci Minh dâhil anlaşmayı imzalayan herkesi ihanetçi ilan etti. Daha sonrasında Ho’nun ikna edici konuşmaları sonrasında halkta eylemine son vermişti. 14 Eylül 1946’da ise geçici anlaşma imzalandı. Ancak anlaşmanın emen sonrasında Fransızların limanda kurdukları gümrük bürosu geçici anlaşmayı da sona erdirmiş oldu. 20 Kasım’da limana giren silah yüklü bir Çin yelkenlisini kontrol etmek isteyen Fransız askerlerine müdahale edilmiş, bu da kısa sürede büyük bir çatışma da dönmüştü. 23 Kasım’da Çin Mahallelerinde büyüyen çatışmalarda Fransız deniz topçu atışları sonucu mahalleler yerle bir olmuştu. Saldırıda yaklaşık 6 bin Vietnamlı öldü. 20 Aralık’ta hükümet konağını ele geçiren Fransızlar Hanoi şehrini denetimleri altına aldılar. Kuzey’de böylelikle büyük 1. Direnme Savaşı da başlamış oldu. Devamı gelecek…
İstanbul’dan bir YDG’li