Pandemi süresinde Boğaziçi direnişleri ile başlayan ve dalga dalga her yere yayılan direnişlerin devamında üniversitelerinde tekrar açılmasıyla birlikte birçok üniversitede KYK yurtlarında hak arama mücadelesi arttı.
Bu mücadeleleri AKP-MHP faşist hükümeti her seferinde faşist saldırganları öğrencilerin üzerine salarak aleni bir biçimde birçok katliamın ve saldırının önünü açtı. Son dönemde cemaat yurdunda katledilen öğrenciden, geleceksizlikten, yoksulluktan kaynaklı intihar eden öğrencilerinde öfkesiyle sesini duyurmaya çalışan öğrencilere saldırılar devam etmektedir. Geçtiğimiz aylarda eli bıçaklı faşistlerin saldırdığı ve Kürt öğrencilere yönelik ırkçı saldırıların gerçekleştiği Ankara Üniversitesi Cebeci kampüsündeki öğrencilerile röportaj yaptık.
2021 yılı boyunca Boğaziçi öğrencilerinin direnişleri söz konusu oldu. Son derece ağır baskılar altında gerçekleşen direniş oldukça etkili oldu ve birçok kesim tarafından bu direniş sahiplenildi bununla birlikte yurt hakkı için öğrencilerin tepkileri vardı.
YDG: Yine 2022’nin henüz başındayken Fırat Üniversitesi öğrencisi Enes Kara arkadaşımızın intiharı ile gençlikte bir hareketlenme oldu. Gençlik AKP-MHP iktidarının politikalarından nasıl etkileniyor?
Özgür Deniz*
AKP hükümeti boyun eğen baş kaldırmayan sorgulamayan bir nesil inşa etmek için uğraşıyor gerek İmam Hatip’ler olsun gerek tarikat yurtları olsun bunları kendi amacını bir nebze de olsa gerçekleştirmek için kullanıyor. Boğaziçi olaylarında öğrencilerin haklı isyanını beklemiyorlardı fakat beklenmedik bir şekilde öğrenciler örgütlendi ve başkaldırdı bu adaletsizliğe… Öte yandan milyonlarca öğrenci olmasına rağmen sayısı sadece 500’lerde kalan KYK yurtları var.Yurtlar bu kadar azken tarikat yurtları da haliyle ortaya çıkıyor geçen günlerde başı kesilen Mehmet Sami Tuğrul ve bugünlerde ise Enes Kara öğrenci gençliğin durumunu ortaya koymaya yetiyor. Bu toplumumuzun yozlaştığının kanıtıdır ve biz buna karşı mücadele vermezsek bunlar sürüp gidecektir. Aileler, bu yurtlar ve tarikatlar hakkında bilgilendirilmeli ve acilen kapatılmalıdır. KYK yurtlarında da herhangi bilimsel bir etkinlik göremeyip dinsel içerikli etkinliklerin çoğu öğrencilerin beynini yıkama çalışıyor. Yani bir nevi onların amacı gelecekte onlara oy veren, sorgulamayan, sistem için tehlikesiz bir nesil yetiştirmektir.
Ararat Aras*
İktidarın öğrencilerin hayat tarzını sınırlamaya çalışan baskıcı politikası öğrencilerin sosyal hayatını katlanılamaz hale getirirken aynı zamanda yürüttükleri başarısız ekonomi politikaları da ekonomik açıdan biz gençleri yaşayamaz hale getiriyor.
YDG: Üniversitelerde ve çalışma alanlarında ne gibi zorluklar yaşanıyor? Nasıl bir mücadele öngörülmelidir?
Özgür Deniz
Cebeci kampüsünde faşist saldırıların gerçekleştiği sırada okuldaki çalışma yerlerinin bazıları vize haftası olmasına rağmen güvenlik nedeniyle bir süre kapatıldı. Polis destekçisi olan faşist güruh okul içinde engellenmediği için öğrencilerin ders çalışma hakları engellenmiş oldu. Bu sebeple bunların yaşanmaması için hep birlikte mücadele etmeliyiz.
Ararat Aras
İktidarın politikalarının yanı sıra üniversite yönetiminin baskıcı politikalarıda gençlerin en büyük sorunlarından. Yine de gençliğin öngörüsü yılmadan mücadeleye yönelik.
YDG: AKP- MHP faşist ittifakının yarattığı atmosferin üniversiteye, akademiye, bilimsel eğitime dönük saldırılar ve anadilinde eğitim hakkında neler düşünüyorsunuz? Nasıl bir eğitim sistemi olmalı bunun için neler yapılmalı?
Özgür Deniz
AKP MHP iktidarı kampüslere faşist baskılarla korku salmaya çalışıyor ve bizler demokratik eğitim hakkımızı savunmaya çalışırken ister istemez derslerimize odaklanamıyoruz. Daha özgürlükçü bir eğitim sistemi olmalı. Bugün de haberlerde gördüğümüz gibi Boğaziçi’ndeki üç seçilmiş dekan görevinden alındı ve atanmış dekanlar görev yapmaya devam ediyorlar. Her şeyden önce eğitimdeki çok yönlü adaletsizliğin ve eşitsizliğin çözülmesi gerekmektedir.
Ararat Aras
Öncelikle üniversiteler tekrar demokratik ve özerk hale gelmeli. Liyakat esas alınmalı. Ayrıca okullarımızda hocalarımız siyasi görüşleri baz alınarak görevlerinden uzaklaştırılmamalı.
YDG: Ankara başta olmak üzere Cebeci, DTCF bunlar dışında İÜ Beyazıt Kampüsü Akdeniz Üniversitesi gibi birçok üniversitede faşist ve ırkçı saldırılar gerçekleşti. Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Özgür Deniz
Irkçı saldırılara gelecek olursak devlet ve polis o güruhların arkasında durdukça bunlar sürüp gidecektir ve ardı arkası kesilmeyecektir. Sosyal medyaya da düşen görüntülerden de anlaşılacağı üzere faşistlere destek veren polisin müdahalesi saldıranlara değil saldırıya uğrayan kesimeydi. Eli bıçaklı saldırganın hala kampüslerde rahat bir şekilde geziyor olması da biz öğrencilerin can güvenliğini tehlikeye atıp faşist güruhlara da güven vermektedir. Bize düşen anti-faşist mücadeleyi hızlandırıp bunlara bir son vermek ve öğrencilere direnmek zorunda olduğumuz bilincini verebilmektir.
Ararat Aras
İktidara yakın düşüncedeki insanlar dışarıda iktidar tarafından desteklendiği gibi okullarda da yönetim tarafından korunuyorlar. Öğrenciler hakkında ardı ardına soruşturmalar açılırken bu çete mensupları hakkında soruşturma açılmıyor açılsa bile sonuçsuz kalıyor. Ayrıca, aslına bakarsak sivil faşist güruhları bizlerin üzerine salanlar da okul yönetimi – polis ortaklığıdır. Bu nedenle saldırıyı örgütleyenlerden zaten bir şeyler ummak çelişkidir. Yani yeni bir sistemi yaratmak kadar hesap sormak da yine bize düşmektedir.
YDG: Düşüncelerinizi bize aktardığınız için teşekkür ederiz.
*Söyleşi de kullanılan isimler tarafımızca verilmiş mahlaslardır.
Yazı; Yeni Demokrat Gençlik dergimizin 17. sayısında yayımlanmıştır.